14. Hukuk Dairesi 2015/5564 E. , 2017/8277 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.04.2010 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, davacı köy ile davalı köy sınırında incesu mevkiinde yamaçtan kuzeye doğru akmakta olan Kestanepınarı deresi ve bu derenin etrafında su gözeleri mevcut olduğunu, bu sularla davacı köy halkından birçok kişiye ait 500 dönümü aşkın tarla ve bahçelerin ve hayvanların sulandığını, bu suyu davacı köy halkının kadimden beri kendi ihtiyaçları için kullandığını, davalı köyün davacı köy hakkında açmış olduğu davada bu bölgedeki yaylaların ortak kullanımda olduğuna karar verildiğini, davalı köyün bu bölgedeki yaylaklarla ilgili verilen ortaklaşa karara dayandıklarını iddia ile suların kendi sınırları içinde kaldığından bahisle davacı köy halkının kadim kullanma hakkını görmezden gelerek, dava konusu suları davacı köy halkının kullanamayacağı şekilde borularla kendi havuzlarına götürmeye çalıştıklarını, bu durum gerçekleşirse kalacak suyun davacı köy halkının ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olmadığını belirterek, incesu mevkii tombul tepe yamacında....ve etrafındaki sulara davalı köyün elatmasının önlenmesine, yapılan inşaat çalışmalarının kal"ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı köy temsilcisi, köylerinin sınırları içerisinde bulunan yüz yıllardır kullandıkları sularını dava eden davacı köyün haksız yere sularına ortak olmaya çalıştıklarını, daha önce açtıkları sınır davasında da bir sonuç alamadığını, asıl sınır komşularının çeşmeli köyü olduğunu, davacı köyün ise daha uzakta olup, dava konusu yerde hiç bir hakkının bulunmadığını, sularının kendilerine dahi yetmediğini, belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen raporlara göre, dava konusu suyun orman arazisi içerisinden çıktığı bu niteliği itibariyle genel su olduğu, davalı köy halkı tarafından kaynak suyunun toplandığı küçük bir toplama haznesinin yapıldığı, buradan borularla aşağı kotlara yönlendirildiği, her iki köyünde sulanabilir arazileri gözönüne alındığında dava konusu su kaynağının debisi ve günlük birikiminin sulamada yetersiz kalacağı, bu su kaynağından elde edilen su miktarının sadece büyükbaş ve küçükbaş hayvanların su ihtiyaçlarının karşılanmasına yetecek düzeyde olduğu, taraf köylerin su ihtiyaçlarını başka su kaynaklarından da sağladığının görüldüğü belirtilmiş, mahkemece de davacı köyün dava konusu su üzerinde hakları olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Dava konusu suyun kaynak suyu olduğu konusunda bir ihtilaf yoktur. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir. Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş mahallinde suların en az olduğu dönemde jeoloji, hidrolog ve ziraat mühendisinden teşkil edilecek bilirkişi heyeti ile keşif icra edilmesi, uyuşmazlık iki köy arasında olduğundan bu köyler dışında kalan köylerden seçilecek mahalli bilirkişiler de dinlenmek suretiyle, tarafların suya ihtiyaç durumunun bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmesi, taraf köylerin yararlandıkları başka suların da bulunduğu önceki bilirkişi raporunda belirtildiğine göre bu sular ve varsa tarafların kadim kullanma hakları ile içme suyu ihtiyacının kullanma suyuna göre öncelikli olduğu da gözetilerek düzenlenecek ayrıntılı rapor sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Ayrıca, bu incelemeler sırasında ... il Özel İdaresi E.... sulama suyu tesisi işine ait bilgi ve belgeler de değerlendirilerek taraflar arasında gerekirse bir su rejimi de oluşturulmalıdır.
Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilmelisinin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.