Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3685 Esas 2017/8047 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 28/09/2013 tarihli dilekçeyle davalı ... adına tapuda kayıtlı olan ... köyü, 103 ada 488 parsel sayılı taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, arazi kadastrosu sonucu kişi adına tescil edilmiş ise de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sonucu davalı gerçek kişi adına tesbiti itirazsız kesinleşen parselin tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2006 yılında yapılan orman kadastrosu 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılıp, tesbit tarihinden önce kesinleşmiş, 25.04.2008 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu sonucu, ... köyü 103 ada 448 parsel sayılı 1194,38 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, narenciye bahçesi niteliğiyle ... ... adına tapuya tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tespit tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluşmadığı belirlenerek yazılı şelilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 19/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi