14. Hukuk Dairesi 2017/1692 E. , 2017/8268 K.
"İçtihat Metni"
Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.02.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dedesi olan muris babas01.11.1984"de ölümüyle geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ..."in kaldıklarını, kızı ..., ve eşi ..."in mirası reddettiklerini, Karar sayılı ilamında muris mirası 4 pay kabul edilerek 2 payının kızı 1"er paydan 2 payının da (..."dan olan) torunlarıve ..."a ait olmak üzere verasetin sübutuna karar verildiğini, 16.05.1980"de vefat eden murisin annesi ait Mahkemesi"nin 2011/1443-1373 E. K. sayılı mirasçılık beglesinin miras payları dağıtımına ilişkin bölümde "mirası reddin hukuki sonuçlarının terekenin bölüşülmesi sırasında gözetilmesine"denildiğini, mirasçılık belgesinde belirtilen diğer mirasçılara veya mirasçıların paylarına bir itirazının bulunmadığını, anılan mirasçılık belgesinde muris Mehmet Köker"in mirasçıları ve miras payları bakımından Mahkemesinin 1985/326 Esas, 1988/1130 Karar sayılı kararın korunduğunun açıkça belirtilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesiyle davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, mahkemeden başka bir mahkemenin vermiş olduğu kararın geçerliliğinin teyidi talebinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
, ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, davacının temyiz talebi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 24.03.2013 tarih, 2013/1005-7428 E. K. sayılı ilamında davanın mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi olduğu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İ ilk olarak, davanın reddine karar vermiş, davacının temyiz talebi üzerine Dairemizin, 13.05.2015 tarih, 2015/1756-5414 E. K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekilinin karar düzeltme talebi, Dairemizin 17.12.2015 tarih, 2015/13937- 11738 E.K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Mahkemesince bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulüne,2011/1443 Esas, 2011/1373 Karar sayılı ilamından muris mirasçılarından mirasçılarına yapılan paylaştırmanın mirasın redlerin de bulunması nedeniyle hatalı olduğu anlaşıldığından söz konusu ilamın bu kısmının iptaline, muris veraset ilamında miras paylarında ve hesaplamada bir usulsüzlüğün olmadığı ancak murisin oğlu isabet eden 140/700 pay ile ilgili olarak mirası reddeden mirasçıların durumu dikkate alınarak miras payının; 70 payının kızı, 35 payının torunu payının da torunu ..."a ait olduğu ve 2011/1443 Esas, 2011/1373 Karar sayılı veraset ilamının bu hisseler bakımından düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Mirasçılık belgesinin iptali halinde hukuksal durumlarının etkilenmesi söz konusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle davadan önce ölen varsa tüm mirascılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi gerekir.
Somut olayda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı gösterilen davaya dahil edilmeden, taraf koşulu gerçekleştirilmeden karar verilmiştir. Taraf koşulu gerçekleştirmeden karar verilmesi usul hükümlerine aykırıdır.
O halde mahkeme tarafından öncelikle iptali istenilen mirasçılık belgesinde kendisine pay verilen kişiler davaya dahil ettirilmeli, davadan sonra öldüğü anlaşılan kişiler var ise bunların tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi varsa taraflardan istenilerek getirtilmeli, belirlenecek mirasçıları da davaya dahil edilmeli, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca da delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mirasçılık belgesi bir bütün olup kısmen iptalinin mümkün olmamasına rağmen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de yerinde değildir. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.