Esas No: 2016/807
Karar No: 2017/4096
Karar Tarihi: 12.07.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/807 Esas 2017/4096 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 30. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2013 gün ve 2011/34-2013/374 sayılı kararı bozan Daire’nin 25/06/2015 gün ve 2014/17646-2015/8698 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili; ...nin 31.05.2007 tarihinde yapılan 2002, 2003, 2004, 2005, 2006 faaliyet yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında bu yılları kapsayan denetim kurulu rapor içeriğine göre 2002, 2003, 2004 faaliyet yıllarını kapsayan dönemde şirketi zarara uğratan davalılar yönetim kurulu üyeleri hakkında mali sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, bu konuda denetim kuruluna yetki verildiğini, davalıların TTK hükümlerine aykırı hareket ederek şirketi zarara uğrattıklarını şirket bilanço ve gelir tablosu hesaplarının genel kabul görmüş muhasebe ilke ve prensiplerine uygun tutulmadığını, 2003-2004-2004 yıllarına ilişkin kanuni defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, firmanın yönetim kurulu üyelerinin şirketi basiretli bir tacir gibi yönetmeyerek denetim kurulu raporunda yıllara göre ifade edildiği üzere şirketi zarara uğrattıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000 TL"nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren TCMB tarafından ilan edilen avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş; sonrasında dava değerini ıslah yoluyla arttırmıştır.
Davalı ... vekili; davacının zararı ispat etmesi gerektiğini, denetim kurulu raporlarını kabul etmediklerini müvekkilinin yönetim kurulu yada denetim kurulu üyesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ..., ... ve ... vekili; zararın ispata muhtaç olduğunu, işlemlerin yasaya ve usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; şirkette yöneticilik görevi bulunmadığını, zarar mevcut ise sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin şirkette yönetim ve denetim kurulu üyeliği yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılardan ..., ... ve ..."nun davaya karşı cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
Birleşen 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/479 Esas sayılı dosyasında;
Davalılar vekili; aynı alacak talebiyle açılan davanın derdest olduğunu bu nedenle derdestlikten reddi gerektiğini ayrıca iddiaların yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/438 Esas dosyasında:
Davalı ... vekili; müvekkilinin icra kurulu üyesi olduğunu, mali konularda yetki ve sorumluluğu bulunmadığını, ... Şirketlerinde yönetici ve deneticilik yapmadığını, harcamalardan haberi dahi olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin Genel Koordinatör olarak çalıştığını, mali konularda yetkisi olmadığını, 2. derece A grubu imza yetkisinin olduğunu yönetim ve denetim kurulu üyeliği bulunmadığını, zarardan sorumlu olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili öncelikle davanın süresinde açılmadığını zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini söz konusu şirkette muhasebe müdürü olarak çalıştığını para tasarruf yetkisi olmadığını, yazışma yapma yetkisi olduğunu kendisine husumet düşmediğini beyanla pasif husumetten reddi gerektiğini, ayrıca raporun afaki olduğunu zararın gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan ..."ın davadan önce ölmesi nedeniyle davacı ... tarafından aynı konuda ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/363 Esas sayılı dosyası ile ..."ın mirasçıları ..., ... ve ... aleyhine dava açmış açılan bu dava önce ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/438 E. sayılı dosyası ile daha sonrasında ise ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/438 E. sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi nedeniyle dolaylı yönden bu dosya ile birleştirilmiştir.
Birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/480 esas sayılı dosyasında:
Davalı ... vekili; öncelikle alacağı temlik alan davacının temlik sözleşmesinde müvekkilinin isminin borçlu sıfatıyla geçmediğini bu nedenle davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, TTK 341. maddesine göre dava açma yetkisinin murakıplara ait olduğunu ayrıca zararın öğrenildiği tarihin 31.05.2007 tarihi olduğunu davanın ise 25.8.2011 tarihinde açıldığını davanın zamanaşımına uğradığını, fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren de 5 yıllık süreninde dolduğunu, denetim kurulu raporunun delil niteliği bulunmadığını zararın ispatı gerektiğini usulsüzlük varsa bundan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece iddia, savunmalar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davanın ... Telekom şirketinde görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirket paralarını, ... ailesinin şahsi menfaati için kullanmak, geriye dönük kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınarak zarar yazılan tutar ile, bildirimlerin eksik yapıldığı belirtilen vergilerin, hata , kusur veya ihmal gibi nedenlerle ortaya çıkan zarar ile ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin tedbir kararına rağmen ödeme yapılması ve bu nedenle zarar oluştuğundan bahisle 4 kalem zararın asıl dava ile birleşen davaların davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyelerinin ortaklığa ve ortaklık alacaklarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm oluşan zararlardan sorumlu olacakları, yönetim kurulu üyelerinin kural olarak müdürlerin sebebiyet verdiği zararlardan sorumlu olmayacağı ancak ehil olmayan müdürler tayin etmek veya onların şirket için zararlı olan iş ve eylemlerine karşı göz yummak veya idare meclisinin yetkili olmadığı hususlara müdürleri mezun kılmak suretiyle sebebiyet verdikleri zararlardan şirkete karşı sorumlu olacakları, aynı ilkenin denetim kurulu üyeleri içinde geçerli olduğu, denetçi ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu yoluna gidilebilmesi için öncelikle bu kişilerin olumlu ya da olumsuz fiilerinden dolayı bir zararın meydana gelmesinin gerektiği, zararı ispat yükünün davacıda bulunduğu, birleşen ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/479 E. sayılı dava dosyası ile ilgili dava konusu zarar iddiası ile ilgili olarak; davacı şirket kayıtlarında sürekli bakiyeye ve yıllara yayılan işlemleri yansıtan hesap dökümlerine göre, ... dışında yerleşik ilgili firmalara yapılan çok sayıda ödemeden 6.700.443 USD tutarındaki bölümün, salt kasadan yapıldığının ve geriye yönelik olarak kayıtlara aktarıldığının iddia edildiği ancak bu iddianın yerinde olmadığı zira bu harcamaların ...ların şahsi harcamaları olduğuna dair doğrudan ilişki kurulabilecek bir belge ya da bilgiye rastlanmadığı, davacı şirket yönünden tazmini gereken zarar niteliğinde olduğunun kabulünün finansal yönden imkan dahilinde olmadığı; asıl dava konusu (2.) zarar iddiası ile ilgili olarak geriye dönük kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınarak zarar yazıldığı belirtilen tutar nedeniyle hesap bakiyelerinin mahsuben düşülmesiyle ortaya çıkan 18.213.148,01 TL tutarındaki aktif azalışın davacı şirket yönünden doğrudan fiili zarar niteliğinde bulunduğu, başka bir deyişle bu paraların herhangi bir takibe tutulmadan doğrudan zarar hesabına aktarıldığı alacak hesabından düşülmüş olduğu bu tutarın ilgili yönetim döneminde fiilen tespit edilmiş zarar niteliğinde olduğu, söz konusu zarardan kimin sorumlu olduğuna gelince bu bedelin kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınmak suretiyle zarar yazılması nedeniyle doğacak vergi ve ek yükümlülükler nedeniyle 2003 yılında görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bu zarardan sorumlu oldukları; asıl dava konusu (3.) zarar iddiası ile ilgili olarak vergi gecikme zammı, gecikme faizi ve cezalarının ödenmesinden kaynaklanan toplam 2.297.578,63 TL davacı şirket zararından ilgili davalıların görevde bulundukları döneme isabet eden zarar miktarının 2.261.376,38 TL olduğu, bu zarardan görevde bulundukları dönem itibariyle davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu oldukları; asıl dava konusu (4.) zarar iddiası-birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/438 E sayılı dava konusu zarar iddiası ile ilgili olarak ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin tedbir kararına rağmen yapıldığı belirtilen ödemeler nedeniyle oluşan zararın 804.558,24 TL olduğu bu ödemenin belgesiz harcama açıklaması ile ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak kaydedildiği bu nedenle davacı şirket yönünden zararın doğmuş olduğunun kabulü gerektiği, davacının bu kalemle ilgili fazlaya ilişkin zarar talebinin ise incelemeye sunulan ticari defter ve kayıtlara göre öncelikle belirtilmesi gereken hususun yapılan ödemelerin grup şirketlerine yapılmış ödemeler niteliğinde bulunduğu, ve defteri kebir hesabına borç kaydedildikleri toplam 1.867.594,20 TL"lik ödemenin davacı şirket yönünden zarar niteliğinde bulunmadığı, meydana gelen zarardan davalılar ..., ..., ... ve ... ve ..."ın yönetim ve denetim kurulu üyesi olmaları ayrıca ... ile ..."ın kurucu ortak olmaları nedeniyle sorumlu olduğu diğer davalıların ise gerek yönetim kurulu gerekse denetçi sıfatına haiz olmadığı organ sıfatları bulunmaması nedeniyle meydana gelen zarardan bir sorumluluklarının bulunmadığı, gerekçesiyle asıl dava yönünden; davalılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden açılan davanın sabit görülmediğinden reddine; davalılar ..., ..., ... , ... yönünden açılan davanın asıl ve ıslah edilen miktar yönünden kısmen kabulü ile; geriye dönük olarak kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınarak zarar yazılan 18.213.148.01 TL, 24/05/2006 mahkememizce zararın meydana geldiğinin kabul edildiği teftiş rapor tarihinden itibaren; eksik vergi bildirimleri nedeni ile oluşan 261.376,38 TL "nin teftiş rapor tarihi olan 01/03/2006 tarihinden itibaren; ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi tedbir kararına rağmen yapılan ödemeler nedeniyle oluşan 804.558,24 TL zararın tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile 13/02/2004 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; ... 9 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/ 479 E sayılı dava dosyası yönünden; davanın HMK 150. maddesi gereğince aynı konuda aynı kişiler hakkında açılmış bir dava varken aynı konu ve kişilere ilişkin ikinci bir dava açılması nedeniyle davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına; ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/438 E sayılı dava dosyası yönünden; davalı Sadrettin Balaman hakkında açılan davanın bu davalının davadan önce ölmüş olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan reddine, diğer davalılar ..., ..., ... yönünden davanın sabit görülmediğinden reddine; ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/363 E. sayılı dava dosyası yönünden sabit görülmeyen davanın reddine; ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/480 E sayılı dosyası yönünden; davalı ..."a yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere; geriye dönük olarak kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınarak zarar yazılan 18.213.148.01 TL, 24/05/2006 mahkememizce zararın meydana geldiğinin kabul edildiği teftiş rapor tarihinden itibaren; eksik vergi bildirimleri nedeni ile oluşan 261.376,38 TL"nin teftiş rapor tarihi olan 01/03/2006 tarihinden itibaren; ... 2 Sulh Ceza Mahkemesi tedbir kararına rağmen yapılan ödemeler nedeniyle oluşan 804.558,24 TL zararın tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile 13/02/2004 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek sureti ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı ... hakkında açılan davanın sabit görülmediğinden reddine dair verilen karar davacı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/17646 Esas 2015/8698 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bu kez davacı (temlik alan) ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve istenen alacakların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 108. ve 132/8. maddelerinde tarif edilen fon alacağı niteliğinde bulunmamasına, bu nedenle aynı Yasa"nın 133/son maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin bu davada uygulanamayacak olmasına ve işbu davanın aynı Yasa"nın 133/1-2 maddesi kapsamında açılan bir dava olmaması nedeniyle vekalet ücretinin nisbi olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, ..."den harç ve ceza alınmasına yer olmadığına, 12/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.