4. Hukuk Dairesi 2013/12861 E. , 2014/6798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2013
NUMARASI : 2012/605-2013/234
Davacı M.. H.. vekili Avukat R. Ç.tarafından, davalılar E.. Y.. vdl. aleyhine 09/11/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 10/05/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 29/04/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat N. E. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat D. G. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıların murisine ait taşınmazda açılan su kuyusunun ticari amaçla kullanıldığını tespit ettiklerini, 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkındaki Kanun gereğince alacak davası açtıklarını, dava sonunda alacak tutarının 35.118,80 TL olarak belirlendiğini, istemi ıslah yoluyla arttırdıklarını ancak kararın bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğunu bildirerek asıl davada talep edilmeyen 25.118,80 TL"nin 15/04/2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, usul ve esas yönden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğuna göre zamanaşımı süresinin belirlenmesinde haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 60. maddesinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi, zarar görenin, haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır.
Somut olaya gelince; dava konusu edilen davalılar murisinin 167 sayılı yasaya aykırı eylemlerinin 15/04/2002-19/07/2003 tarihleri arasında gerçekleştiği, davacı hazinenin 10.000 TL tazminat istemli asıl davayı 24/09/2004 tarihinde açtığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 2006/12502 Esas 2007/11903 Karar sayılı ilamı ile zarar kapsamı belirlenerek hüküm altına alınmak üzere kararın bozulduğu, mahkemece bozmaya
uyulduğu, 20/05/2010 günlü jeofizik mühendisi bilirkişi raporuna göre zararın 35.118,80 TL olarak hesaplandığı, davacının istemini 11/01/2011 tarihinde ıslah ile arttırdığı, davanın kabülüne ilişkin verilen kararın bu kez Dairemizin 2011/14957 Esas 2012/1589 Karar sayılı ilamı ile bozmadan sonra ıslah olamayacağı gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak 10.000 TL ye hükmedildiği kararın kesinleştiği, eldeki davanın ise 09/11/2012 gününde açıldığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davacının uğradığı zararı en geç istemini ıslah ettiği 11/01/2011 günü öğrenmiş sayılması gerektiği, eldeki davanın ise 09/11/2012 gününde açıldığı, öğrenme ile dava tarihi arasında 1 yıldan fazla süre geçmiş olup davalıların usulüne uygun şekilde zamanaşımı definde bulunmuş olmaları karşısında davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.