14. Hukuk Dairesi 2017/2098 E. , 2017/8243 K.
"İçtihat Metni"
Davacı tarafından, 22.01.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, davacı ..."ın muris ..."ın mirasını reddettiğinin tespitine dair verilen 10.11.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ..., ..., ..., murisleri ..."dan intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddettiklerini beyan ederek, bu hususun tespit ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece ilk olarak, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, davacı ..."ın temyiz talebi üzerine Dairemizin 09.09.2015 tarih, 2015/2319-8031 E. K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacı ... "ın, muris ... "ın mirasını reddettiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, her ne kadar davacılar ..., ... temyiz süresi geçtikten sonra temyiz etmişlerse de temyiz konusu kamu düzenini ilgilendirdiğinden Dairemizce incelemeye alınmıştır.
Dava, TMK"nın 605/1. maddesi uyarınca ... olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur. Böyle bir davada sulh hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek; süre koşuluyla mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, TMK"nın 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, tüm davacılar yönünden karar verilmesi gerekirken sadece davacı ... yöününden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.