11. Hukuk Dairesi 2016/723 E. , 2017/4083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21/01/2015 tarih ve 2014/187-2015/15 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete kredi kartı ödeme güvencesi sigorta sertifikası ile işten çıkarılmalara karşı kendisini sigorta ettirdiğini, müvekkilinin 19.06.2009 tarihinde çalıştığı işyerinden çıkarıldığını, davalı sigorta şirketine başvurarak kredi kartına ilişkin borçlarının sigorta kapsamında kapatılmasının istendiğini, davalı şirket tarafından talebin reddedildiği, red kararı üzerine müvekkili tarafından tüketici sorunları hakem heyetine başvurulduğu ve hakem heyeti tarafından sigorta sertifikası şartlarına göre kredi kartı borcunun sigortalıya ödenmesine karar verildiği, ödeme yapılmaması üzerine açılan davada mahkeme tarafından 2.992,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, takip dosyası ile 3.472,00 TL tahsilat yapıldığını, kredi kartı borcundan dolayı ... Bankası A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine 4.227,00 TL borcun ödenmesi için icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından asıl borçlunun sigorta sözleşmesi gereğince davalı olduğundan bahsedilerek borca itiraz edildiğini, ancak açılan itirazın iptali davasının müvekkili aleyhine sonuçlandığını, aradan geçen zaman sebebiyle müvekkilinin kredi kartı borcunun faizle katlanarak 30.06.2011 tarihinde yapılan taahhütle 13.000,00 TL"ye ulaştığını, borcun yükselmesinde davalı şirketin kasıt ve ihmalinin bulunduğunu ileri sürerek, 9.528,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi kartı ödeme güvencesinin kapsamının genişletilmesinin mümkün bulunmadığını, yükümlülüğün üst sınırının 10.000,00 TL olduğunu, borcun artmasında davacının da kusurunun araştırılmasının gerektiğini, bu duruma davacının kendisinin sebep olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, davacının bankaya borcunun artmasında kusurun davalı da olduğu, temel ilişkide davalı yanca zamanında işlem yapılsaydı, bu dosya davacısı takibe uğramayacağından daha sonra o takip nedeniyle doğan vekalet ücreti, faiz ve inkar tazminatından davacıyı sorumlu tutmanın iyiniyetle bağdaşmayacağı, davalı sigorta şirketinin kusurlu olarak ödemesi gereken sigorta teminatını geç ödediğinden davacı tarafın faizi aşan bir zararının bulunduğu ve bundan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, davacı tarafından icra dosyasına toplam 13.000,00 TL ödeme taahhütünde bulunulduğu, protokolün 30.06.2011 tarihinde yapılıp davacının protokole konu ana paranın yarısını 2011 yılı Nisan ayında ödediği, dava tarihine kadar ödenen 9.750,00 TL"den davalı tarafın ödemesi 3.472,00 TL düşüldüğünde davalının kalan 6.278,00 TL"den sorumlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 6.278,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 321,64 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 05/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.