19. Hukuk Dairesi 2018/1311 E. , 2019/748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı ... Bank A.Ş. vekili Av.... ve davalı TMSF vekili Av.... Lekesiz gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin ...bank A.Ş. yöneticilerinin yönlendirmesi ile ... Security Off Shore Ltd. Şti.’nde hesap açtırarak parasını off shore hesabına yatırdığını, işlemlerin ...bank A.Ş. görevlileri tarafından yapıldığını, müvekkilinin off shore hesabının anlamını bilmediğini, off shore hesabına yatırdığı parayı geri alamadığını, alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlattığını, ancak takibin itiraz üzerine durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı TMSF vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının yatırdığını iddia ettiği paranın ...bank A.Ş.’den ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ... Security Off Shore Bank Ltd. Şti.’ne yatırıldığının tartışmasız olduğu, davacının hesabının bulunduğu ... Security Off Shore Bank Ltd. Şti. aleyhine bir dava açmadığı, böyle bir dava açıldıktan sonra sonucuna göre davalıların sorumluluğunun tartışılabileceği, ancak bu aşamada davalıların sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, koşulları bulunmadığından davalı TMSF lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 01.12.2016 gün, 2015/5273 E.-2016/15366 K. sayılı ilamı ile; “İlam, hükmün verilmesi (tefhimi) tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (İİK m. 39; BK m. 135,II). İlam zamanaşımına uğradıktan sonra tebliğe çıkarılır ise, hüküm aleyhine olan taraf, bunun üzerine temyiz yoluna başvurmak suretiyle, hükmün, yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabilir (Bkz. KURU, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.:III, 6. Baskı, s. 3160). 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıkça bu husus vurgulanmıştır.
Somut uyuşmazlığa gelince, yerel mahkemece 02.03.2004 tarihinde karar verilmiş olmasına rağmen, karar davacı vekiline 08.04.2014, davalı ... Bank A.Ş.’a 22.04.2014, davalı TMSF vekiline ise 28.04.2014 tarihinde tebliğ olunmuş, kararı davacı vekili 08.04.2004 tarihinde, davalı TMSF vekili ise 30.04.2014 tarihinde temyiz etmiştir. Davalı ... Bank A.Ş. vekili ise davacı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesine cevabında zamanaşımı yönünde itirazda bulunmuştur. Hal böyle olunca 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca zamanaşımı yönünden ve kabule göre de ayrıca davalı TMSF’nin pasif husumeti yönünden bir değerlendirme yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın ilamın zamanaşımına uğraması nedeniyle her iki davalı hakkında reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 01.12.2016 gün, 2015/5273 E.-2016/15366 K. sayılı bozma ilamında açıkça, kabule göre de ayrıca davalı TMSF’nin pasif husumeti yönünden bir değerlendirme yapılması gereğine işaret edilmiştir. Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen TMSF’nin pasif husumetinin bulunup bulunmadığı noktasında bir değerlendirme yapılmamıştır. Dosya kapsamına göre eldeki davada davalı TMSF’nin pasif husumeti bulunmadığından, anılan bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan, diğer davalı ... Bank A.Ş. yönünden ise zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerekirken, her iki davalı yönünden de zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı TMSF’den alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.