23. Ceza Dairesi 2015/3323 E. , 2016/511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet (Her iki sanık hakkında da ayrı ayrı TCK 157/1, 52/2-4, 53, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası, taksitlendirme, hak yoksunluğu, mahsup)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."un katılanın asker arkadaşı olduğu, olay tarihinden önce katılanı arayarak kazı yaparken altın bulduğunu kendisine bu altının bir kısmını satabileceğini söylediği, bunun üzerine katılanın 06/10/2009 tarihinde Denizli"ye geldiği, sanık ile otogarda buluştuğu, daha sonra sanık ...’un diğer sanık ... ile iştirak halinde, katılanı altınları vermek bahanesiyle bir evin önüne götürüp 10.000 TL parasını aldıktan sonra altınları getireceklerini söyleyerek yanından ayrılıp ortadan kayboldukları iddia ve kabul olunan olayda;
1- Sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ...’un eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın savunmasında diğer sanık ... ve katılanı tanımadığını ifade etmiş olması, katılanın gerek fotoğraf üzerinden yaptırılan teşhis işlemine ilişkin 21.04.2010 tarihli tutanakta, gerekse aynı tarihli kolluk nezdinde alınan ifadesinde sanık ...’ı teşhis edemediği yönündeki beyanı göz önüne alındığında, gerçeğin kuşkuya yer bırakılmaksızın tespiti bakımından; imkanı varsa canlı teşhis işlemi yapılmak üzere katılan ve sanık ...’ın usulüne uygun olarak yüzleştirilmesi, imkan yoksa sanığın muhtelif cephelerden çekilmiş çok sayıda fotoğrafı üzerinde yeniden teşhis işlemi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken salt sanık ...’un beyanına dayanılarak eksik inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.