6. Ceza Dairesi 2020/1240 E. , 2020/1763 K.
"İçtihat Metni" İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) 10/03/2009 gün ve 2004/38- 2009/68 sayı ile; sanık ... hakkında suç örgütüne üye olmak suçundan TCK"nin 220/2-3, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına yönelik karara karşı sanık savunmanı; sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."na karşı iş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçundan TCK"nin 117/1, 119/1-a-d, 62. maddeleri uyarınca iki kez 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması kararına karşı sanık savunmanı ve o yer Cumhuriyet Savcısı; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ..."na yönelik yağma suçundan ve sanıklar ... ve ... hakkında örgüt üyeliği suçundan verilen beraat kararlarına karşı o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi üzerine;
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28.06.2012 gün ve 2011/4353 Esas, 2012/13112 Karar sayı ile; sanık ... hakkında suç örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet kararının onanmasına; sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."na karşı iş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçundan kurulan mahkumiyet; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ..." na yönelik yağma suçundan ve sanıklar ... ve ... hakkında örgüt üyeliği suçundan verilen beraat kararlarının bozulmasına karar verildiği;
Bozma sonrasında İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 gün ve 2012/227 - 2013/61 sayı ile; sanıklar ... ve ... hakkında örgüt üyeliği suçundan dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verildiği, sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."na karşı iş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçundan kurulan mahkumiyet sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ..."na yönelik yağma suçundan verilen beraat kararında ise ilk hükümde direnilmesine karar verildiği;
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2013 tarihli ve 255116 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesi ve Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23.05.2016 tarihli ve 30949-4288 sayılı gönderme kararıyla Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 862-938 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.01.2017 tarih ve 2-57 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.03.2019 gün ve 2017/6-102 -2019/266 sayı ile “... 765 sayılı TCK"nin 497. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasının alt sınırı 20 yıl olan ve 5271 sayılı CMK"nin zorunlu müdafiliği kabul ettiği nitelikli yağma suçundan yapılan yargılamada, hüküm tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan CMK"nin 150. maddesinin üçüncü fıkrası, 151. maddesinin birinci fıkrası ve 188. maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca, duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken sanıklar ..., ... ve ...’un müdafilerinin yokluğunda, adı geçen sanıklara yeni bir müdafi görevlendirilmeden yada oturum ertelenmeden yargılamaya devam edilerek hükmün tesis ve tefhim edilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde bulunduğu ve bu durumun 5271 sayılı CMK"nin 289/1-e maddesi ile karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 308/5. maddesi uyarınca hukuka kesin aykırılık hâllerinden biri olduğu, bu usule aykırılık nedeniyle Yerel Mahkemece verilen hükümlerin, incelemeye konu olan beş sanık yönünden de diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme kararına konu hükümlerinin, duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken sanıklar ..., ... ve ..."un müdafileri hazır bulundurulmaksızın hüküm tesis ve tefhim edilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verildiği;
Yargılamaya devem eden İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2019 gün 2019/488 – 2019/603 sayı ile; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yağma suçundan TCK"nin 149/1-a-c-f maddeleri uyarınca 13 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanık ... hakkında ise yağma suçundan açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, anılan karara yönelik sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın temyiz davası açtıkları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının anılan temyiz davası ile ilgili tebliğname düzenlenmediği,
Ancak, Mağdur ..."a yönelik suç örgütüne üye olmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda; mahkumiyetine ilişkin İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) 10/03/2009 gün ve 2004/38 – 2009/68 sayılı hükmün sanık savunmanının temyizi üzerine Dairemizin 28.06.2012 gün 2011/4353 -2012/13112 sayılı ilamı ile onama yolundaki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2020 gün ve KD-2020/33345 sayılı yazısı ile itiraz kanun yoluna başvurduğu anlaşılmış olup;
Dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği düşünüldü;
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Sanık ... hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2020 gün ve KD-2020/33345 sayılı yazısı ile itiraz kanun yoluna ilişkin vaki talepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK.nın 6352 sayılı Yasanın 99.maddesi ile değişik 308.maddesi gereğince yapılan incelemede;
1-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ KABULÜNE,
2-) Dairemizin 28.06.2012 gün ve 2011/4353 - 2012/13112 sayı ile, sanık ... hakkında suç örgütüne üye olmak suçundan kurulan onama kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında örgüt kurmak eylemine uyan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun 1/2, 765 TCK"nin 102/4, 104/2. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin aynı suça uyan 220/2, 220/3, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 4422 ve 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve sanık için aynı Yasanın 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık sürenin örgüt faaliyetlerinin son bulduğu operasyon tarihi olan 16.12.2003 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar dolmuş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.