10. Hukuk Dairesi 2016/4732 E. , 2018/4121 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde yetkisizlik kararı verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 6. maddesinde, İş mahkemelerinde açılacak davalarda davaya, açıldığı tarihte dava olunanın yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı yer için yetkili mahkemede de bakılabileceği, bunlara aykırı sözleşmelerin muteber sayılmayacağı, aynı yasanın 9. maddesinde de, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür (HMK md.6, HUMK.md.9/1). Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikametgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 19/2. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. 6100 sayılı HMK’nin 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, kesin yetkinin söz konusu olmadığı eldeki davada, davalı taraflarca süresinde yetki itirazı yapılmadığı halde, Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....