17. Ceza Dairesi 2018/4186 E. , 2018/11798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ...’ın temyiz isteminin incelenmesinde;
Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/05/2014 tarih, 2013/247 Esas ve 2014/307 Karar sayılı kararının sanığa 15/10/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde sanığın CMUK"nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 08/06/2015 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, sanığın Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/06/2015 tarih, 2013/247 Esas ve 2014/307 Karar sayılı temyiz isteminin süre yönünden reddine dair ek kararına karşı yaptığı temyiz isteminin CMUK"nun 317 maddesi uyarınca reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan 10/06/2015 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik kurulan hükümlere ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; isnat edilen suçların, sanık tarafından işlendiğini kabulde ve suçların nitelendirilmesinde usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısı"nın kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir." düzenlemesi gereğince sanık hakkında hükmedilen 3.500,00 TL ve 1.740,00 TL adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca hükümlerden "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ve bu hususun sanığa ihtarına" ilişkin kısımların çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları; sanık ... hakkında katılan ...’a karşı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme ile katılan ...’a karşı mala zarar verme suçları; sanık ... hakkında katılan ...’a karşı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına yönelik kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanıklar ..., ... ve ...’un katılan ...’a karşı işledikleri iddia olunan suçlar yönünden sanıkların atılı suçları inkar etmeleri, katılan ve tanıkların olaya ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmaması, yakalama tutanağında göre sanık ...’un ...’deki gezileri sırasında yerlerini tam olarak hatırlamadığı binalara girdiklerine dair savunması, sanıklar yakalandıklarında araçlarında elde edilen kolye ucu ve takı taşının katılana ait bulunmayışı karşısında; sanıkların cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde üzerine atılı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi,
2-Sanık ...’in katılan ...’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme suçları yönünden; suç tarihinde ve karar tarihinde sanığın kasıtlı suçtan kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunmadığı, bu suçlar yönünden maddi zarar da bulunmadığı halde sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden hükmedilen hapis cezasının bir daha suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat ile ertelenmesine karşın sanığın hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları yönünden bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmek sureti ile hükümlerde çelişki oluşturulması,
3-Sanık ...’in katılan ...’a karşı mala zarar verme suçu yönünden; sanığın katılana karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hükmedilen hapis cezalarının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanığa verilen bu kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın suçun işlenmesindeki özellikler,sanığın sosyo ekonomik durumu ve fiilin işlenmesindeki özellik ve cezanın caydırıcılığı” gerekçeleri ile seçenek yaptırımlara çevrilmesine karşın, mala zarar verme suçu yönünden hükmedilen kısa süreli hapis cezasının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanık hakkında seçenek yaptırımlardan hapis cezası tercih edildiğinden bu hapis cezasının para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığına, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel yapısı değerlendirildiğinde diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine kişilik özellikleri itibarıyla takdiren yer olmadığına,” karar verilmesi sureti ile hükümde çelişki oluşturulması,
4-Sanık ...’ın katılan ...’a yönelik mala zarar verme suçu yönünden; sanığın katılana karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hükmedilen hapis cezalarının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanığa verilen bu kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın suçun işlenmesindeki özellikler,sanığın sosyo ekonomik durumu ve fiilin işlenmesindeki özellik ve cezanın caydırıcılığı” gerekçeleri ile seçenek yaptırımlara çevrilmesine karşın, mala zarar verme suçu yönünden hükmedilen kısa süreli hapis cezasının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanık hakkında seçenek yaptırımlardan hapis cezası tercih edildiğinden bu hapis cezasının para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığına, sanığın
sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel yapısı değerlendirildiğinde diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine kişilik özellikleri itibarıyla takdiren yer olmadığına,” karar verilmesi sureti ile hükümde çelişki oluşturulması,
Kabule göre de;
a-Adli emanette kayıtlı kolye ucu ve yüzük taşının katılan ...’a ait olmadığının 15.05.2013 tarihli tutanak içeriğine göre anlaşılmasına ve Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.05.2013 tarihli, kolye ucu ve yüzük taşının sahibinin araştırılması, bulunamaz ise şüphelilere iadesine dair yazısına göre katılan ...’a iadesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b-Sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezaları yönünden; 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir." düzenlemesi gereğince sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
c-Sanık ...’in katılan ...’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden, suç tarihinde ve karar tarihinde sanığın kasıtlı suçtan kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunmadığı, bu suç yönünden maddi zarar da bulunmadığı halde sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden hükmedilen hapis cezasının bir daha suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat ile ertelenmesine karşın sanığın konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmek sureti ile hükümlerde çelişki oluşturulması,
d-Sanık ... ve ...’ın katılan ...’a karşı mala zarar verme suçları yönünden, sanıkların katılana karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden hükmedilen hapis cezasının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanığa verilen bu kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın sosyo ekonomik durumu ve fiilin işlenmesindeki özellik ve cezanın caydırıcılığı” gerekçeleri ile seçenek yaptırımlara çevrilmesine karşın, mala zarar verme suçu yönünden hükmedilen kısa süreli hapis cezasının “5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi gereği sanık hakkında seçenek yaptırımlardan hapis cezası tercih edildiğinden bu hapis cezasının para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığına, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel yapısı değerlendirildiğinde diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine kişilik özellikleri itibariyle takdiren yer olmadığına,” karar verilmesi sureti ile hükümlerde çelişki oluşturulması,
e-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, lehe bozmanın ...’a sirayetine, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.