22. Hukuk Dairesi 2018/8180 E. , 2018/16463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, yeni şube müdürünün göreve başlamasıyla çalışma koşulları ve huzurunun değiştiğini, davacıyı işten atmak için her türlü zorlamanın yapıldığını, davacı ve diğer çalışanların sürekli tedirgin edildiğini ve baskılar sonucunda davacıyla birlikte toplam yedi banka çalışanının görevden ayrılmak zorunda kaldıklarını, yasal haklarının ödenmesini istemesine rağmen bu güne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve prim alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının emeklilik nedeniyle değil başka bir bankada çalışmak üzere işyerinden ayrıldığını, herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar tarafların temyizi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 16.03.2016 tarihli ilamı ile prim alacağına hak kazanma koşullarının araştırılması ve fazla mesai alacağı yönlerinden bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, mahkemece davacının haftanın 5 günü, 09.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, 1,5 saat yemek ve ihtiyaç molası dikkate alındığında günde 7.5 saat haftanın 5 gününde 37,5 saat çalıştığı dolayısıyla fazla mesai yapmadığı kabul edilmiş ise de dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı tanıkları hafta içi 08.00-20.00 ,ayda 2 cumartesi günü de 10.00-17.00 saatleri arasında çalıştıklarını, davalı tanığı ise normalde mesainin 09:00-17:00 saatleri arasında olmasına rağmen iş yoğunluğundan dolayı banka kapandıktan sonra da bankada çalışmaya devam ettiklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca aynı gün temyiz incelemesine tabi tutulan davacı tanığına ait Dairemizin 2017/13964 Esas sayılı dava dosyasında özellikle davalı tanığı anlatımından davacının haftanın 5 günü 09:00-21:00 saatleri arasında , ayda 2 Cumartesi günü de 10:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı değerlendirilmiş, yıllık 270 saati aşan fazla çalışması belirlenerek hüküm altına alınmıştır. Hal böyle olunca, aynı işyerinde çalışan ve aynı işi yaptığı tespit edilen işçilerin farklı olarak fazla mesai yaptığının kabulü hakkaniyete aykırı olacaktır. Bu nedenle uygulama birliği açısından Mahkemece yapılması gereken davacının fazla mesai alacağının emsal dosyadaki hesaplamaya göre yapılmasıdır. Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Kabule göre Asıl dava ile birleşen davaların ayrı dava olma özelliklerini korumaları nedeniyle asıl dava için ayrı, birleşen dava için ayrı vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 02.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.