Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/482
Karar No: 2017/4067
Karar Tarihi: 04.07.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/482 Esas 2017/4067 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/482 E.  ,  2017/4067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 tarih ve 2011/41-2014/150 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... Terekesi Tasfiye Memuru, davalı ... vekili (katılma yoluyla) tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, şirketin önceki yönetim kurulu üyesi ile denetim kurulu üyesi olan davalıların görev sürelerinde şirketin doğmuş zararındna sorumlu olduklarını, düzenlenen denetim raporuna göre şirket kasa hesabında muhasebe kayıtlarında görülmekle birlikle fiilen mevcut olmayan nakit paranın ( 1.029,13 YTL) gerekli takip yapılmayarak zarara dönüştüğünü, tedbir kararlarına aykırı olarak firma kasasından çok sayıda tahsilat ve ödemelerin yapıldığını, bir kısım ödemelerin (58.540,00 YTL) ticari dayanaktan yoksun bazı grup firmalarına fon aktarımı amacı ile yapıldığının tespit edildiğini ve bu şekilde ... Elektrik"in kendi kaynaklarını yersiz olarak kaybetmiş olduğu, yine ... Elektriğin 10.000,00 YTL olan sermayesini 13.06.2003 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında 490.000,00 YTL arttırarak 500.000,00 YTL"ye çıkartığını, ilgili Genel Kurul kararı ile değiştirilen "Şirketin Sermayesi" başlıklı 6. maddeye göre arttırılan 490.000,00 YTL hissedarlar tarafından muvazaadan ari olarak tamamen ve nakden taahhüt edildiğini, arttırılan sermayenin 1/4"ü tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde ödenmesi gerekirken ödenmediğini, Yönelim Kurulu Üyelerinin sermaye apel ödemesi için ortaklara gerekli çağrıları zamanında yapmayarak ve TTK 406 ve 407"nci maddelerinde belirtilen temerrüt durumuna karşın ortaklardan gecikme faizi ve cezai şart talep etmeyerek bu şekilde şirketin bilerek ve isteyerek zarara uğratılmasına neden olmakla sorumlu olduğunu, denetim kurulu üyelerinin de onları uyarmayarak görevlerinin gereğini yapmadıklarını, şirketin zararından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 YTL"lik zararın, TC. Merkez Bankası tarafından ilan edilen avans faiz oranı ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili ve davalı ... vekili; müvekkillerinin şirkette işçi olduklarını, görünürde ortak yapıldıklarını, asıl sorumluların Uzan ailesi mensupları olduğunu savunmuştur.
    Davalı ... mirasçıları vekili, müvekkillerinin muristen kalan mirası TMK 605. maddesi gereği kayıtsız şartsız red ettiklerini, müvekkilleri hakkında açılan davanın pasif husumet yojluğundna reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kasa alacağı ve buna ilişkin munzam zarar tespit edilmediği, şirketin ödenmemiş sermayesi ve dolayısıyla apel borcunun bulunduğu, şirket yönetim kurulu başkanı sıfatı ile her tür işlem ve eylemden münhasır ve müteselsilen sorumlu olan yönetim kurulu başkanı Kemal Uzan"ın apel borcunun ödenmemesi ve şirket kaynağının diğer şirkete aktarımı sureti ile oluşan zarardan sorumlu olduğu, diğer davalıların zarardan dolayı sorumluluğunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı ... yönünden davanın kabulü ile, 122.500,00.-TL alacağın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işliyecek avans faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... ,...,..., ... tereke alacağına yönelik olarak davanın reddine, ... mirasçıları yönünden pasif husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili, davalı ... Terekesi Tasfiye Memuru, davalı ... vekili (katılma yoluyla) temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin kasa açığına ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı ... Terekesi tasfiye memuru vekilinin ve davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, davacı şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında açılan sorumluluk davasıdır. Davacı vekili, şirketin sermaye arttırımı nedeniyle ödenmesi gereken sermaye borcunun 1/4"ünün zamanında ödenmediğini, yönetim kurulunun da apel çağrısında bulunmadığını, yine şirket kasasından grup şirketlere fon aktarımı sağlandığı ve geri alınamadığını, ayrıca şirkete el konulduğu tarihte şirket kasasında bulunması gereken tutarın kasa mevcudunda görülmediğini, bu nedenle şirketin doğmuş olan zararından davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğunu ileri sürmüş, mahkemece, ..."ın yönetim kurulu başkanı ve imza yetkilisi olarak zarardan sorumlu olduğu, diğer davalıların ise zarardan dolayı sorumluluğunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 122.500 TL alacağın işleyecek faizi ile birlikte ..."dan tahsiline karar verilmiştir.
    Ancak, kural olarak, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, öğretideki baskın görüşe göre, TTK’nın 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nın 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Yine TTK’nın 337. maddesinde, yeni seçilen veya tayin olunan yönetim kurulu üyelerinin, seleflerinin belli olan yolsuz muamelelerini murakıplara bildirmeğe mecbur oldukları, aksi halde seleflerinin sorumluluklarına iştirak edecekleri belirtilmiştir. Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK’nın 359. maddesinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda, mahkemece yalnızca davalı ... yönünden hüküm kurulmuş, ancak şirketin zararına yol açan eylemlerde yönetim ve denetim kurulu üyesi olan diğer davalıların da sorumlu olup olmadıkları yönünde denetime elverişli değerlendirmeler yapılmamış olup, davalıların hangi hukuki gerekçelerle işbu davaya konuya zarardan sorumlu olmadıkları kararın gerekçesinde açıklanmamıştır. Bu durumda, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu olacaklarının kabulü ile bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak bir kısım davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Öte yandan, mahkemece, aleyhine hüküm kurulan ... yönünden kararın gerekçesinde, yönetim kurulu başkanı sıfatı ile her türlü işlem ve eylemden münhasıran ve müteselsilen sorumlu olan davalının apel borcunun ödenmemesi ve şirket kaynağının diğer grup şirketine aktarılması suretiyle şirketi zarara uğratmış olduğunun tespit edildiği açıklandıktan sonra hakkında yalnızca 122.500 TL apel borcu miktarınca hüküm kurulması da doğru olmamış, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında doğan çelişkinin giderilmesi ve ..."ın sorumlu olduğu zarar kalemleri ve gerekçeleri denetime elverişli şekilde açıklanarak karar verilmesi gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... Terekesi Tasfiye Memurundan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... "den alınmasına, 04/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi