Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1)TC Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, mevcut delillerin irdelenmesi ve kanıtlarla sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği gözetilmeden, gerekçeli kararda doğrudan hüküm kısmına geçilerek gerekçelendirmeye bu kısımda yer verilmesi suretiyle hükümde karışıklık yaratılması, 2)Suça sürüklenen çocuğun alınan kurul raporuna istinaden nüfus kaydının tashihinin 5490 sayılı Kanunu"nun 36. maddesine göre Nüfus İdaresi temsilcisine ihbarda bulunulmaksızın, yokluğunda duruşma yapılarak hüküm kurulması, 3)Adli Tıp Kurumu yaş raporunda suça sürüklenen çocuğun 10/02/2014 ve 14/07/2014 tarihlerinde 15 yaşını ikmal etmiş 16 yaş içerisinde olduğunun belirtildiği, suça sürüklenen çocuğun 01/01/2000 olan doğum tarihinin 01/01/1998 olarak düzeltildiği, bu durumda 10/02/2014 ve 14/07/2014 tarihlerinde 16 yaşını ikmal etmiş 17 yaşında olacağı, bu nedenle anılan doğum tarihinin, kayden bir engel de bulunmadığınun tespiti halinde, 01/01/1999 yerine 01/01/1998 olarak düzeltilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 Sayılı CMUK"nun 326/son. maddesi gereği ceza süresi yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına, 22.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.