Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18818
Karar No: 2017/8215
Karar Tarihi: 07.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18818 Esas 2017/8215 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/18818 E.  ,  2017/8215 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; davacıların murisi ile davalı arasında 29.11.1998 tarihinde imzalanan protokole göre, 135 ada 23-156 parsellerin davalıdan alınan borca karşılık teminat amacıyla bedelsiz olarak aradaki inanca dayalı olarak davalıya devredildiğini, davalının tefeci olduğunu ve alınan 207.000.000.000,00 ETL borca aylık yüzde 12,5 faizle birlikte borcun 402.000.000.000,00 ulaştığını, anılan protokol gereğince156 parselin murisin şirketinde çalışan devredildiğini ancak borcun ödenmesine rağmen diğer taşınmazların devredilmediğini, taşınmazların elektrik ve su giderlerinin de davacılar tarafından karşılandığından bahisle 135 ada 23 parsel ve 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile davacılar adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davaya dayanak gösterilen 29.11.1998 tarihli protokoldeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kabule göre de protokolün aslının ibraz edilmediğini, fotokopi belgenin davaya esas teşkil edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacılar tarafından inanç sözleşmesi olan 29.11.1998 tarihli protokolün aslının sunulamadığı, bu sebeple yapılan imza incelemesinin hükme esas alınmadığı, sunulan diğer belgelerin ise davayla ilişkilendirilemediğinden yazılı delil başlangıcı sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;

    Dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu 116 ada 1 parsel, 135 ada 23-156 sayılı taşınmazlar 12.02.1998 tarihinde 53 yevmiye no"lu resmi senet ile davacıların murisi adına kayıtlıyken 2.000.000.000,00 bedel ile davalı ... adına satış yoluyla intikal etmiştir.
    29.11.1998 tarihli “” başlıklı belgeye göre; ...’a vereceği 207.000.000.000,00 borca karşılık, dava konusu 116 ada 1 parsel, 135 ada 23-56 parsel sayılı taşınmazların teminat olarak ...’a devredileceği, borca yüzde 12,5 faiz uygulanarak 402.800.000.000,00 ...’a ödendiğinde taşınmazların bedelsiz olarak devredileceği hususlarının kararlaştırıldığı, ... ve protokol altında imzalarının bulunduğu anlaşılmış ancak belgenin fotokopisi dosyaya sunulmuş, aslı davacılar tarafından ibraz edilmemiştir.
    Dosyaya aslı ibraz edilen davalı ...’ın tapu sahibi ünvanıyla imzaladığı 10.12.2009 tarihli “Protokoldür” başlıklı belgede “ adet gayrimenkulümü 2010 yılı içinde paramı aldığım takdirde gayrimenkulu 2. bir kişiye satmayacağım...” hususlarının yer aldığı sözleşmenin altında şahit olarak ... ve ... adlı kişilerin tanık olarak imzası bulunduğu, mahkemece bu kişilerin tanık olarak dinlendiği, davacı tanığı ...’in altında imzası bulunan sözleşmenin taraflar arasındaki inanç sözleşmesi gereği yapılan bir başka protokol olduğunu, davalı tanığı ... ise altında imzası bulunan protokolün dava konusu taşınmazlarla ilgisinin olmadığını beyan etmişlerdir. Öte yandan muris 06.09.1999 tarihinde olan 100.000.000.000,00 alacağını davalı ...’a temlik ettiği, yine 29.07.1999 tarihinde olan 50.000.000.000,00 ETL alacağını davalı ...’a temlik ettiği, muri 30.03.2001 tarihinde 85.600.000.000,00 bedelli çeki davalı ...’ın hamiline düzenlediği, muris tarafından davalıya toplamda 235.600.000.000,00 bedel ödendiği anlaşılmıştır.
    tarafından alınan imza incelemesine göre; mahkemece, çeşitli kurumlardan getirtilen davalıya ait imza örnekleri ve dava dosyası içerisinde yer alan imza örnekleri karşılaştırıldığında davaya dayanak gösterilen 29.11.1998 tarihli fotokopi belgedeki imzanın davalı ...’ın el ürünü olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varıldığı beyan edilmiştir.
    Yanlar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazların inanç sözleşmesi gereği davalıya devredilip devredilmediği, davacılar tarafından sunulan fotokopi belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla yanlar arasında inanç ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacıların dayandığı 29.11.1998 tarihli “Anlaşma Protokolü” başlıklı belge, 26.06.2013 tarihli incelenmiş, belgenin altındaki imzanın davalı ...’ın el ürünü olduğu bildirilmiştir. Bu durumda anılan belge yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, tüm deliller ve tanık beyanları ile birlikte tarafların iddiaları ve savunmaları değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine kararın 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi