22. Hukuk Dairesi 2016/24285 E. , 2020/141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı noktasındadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir. Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları için de geçerlidir. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, davacının haftanın 6 günü 07.30-19.30 arasında 2 saat yemek ve ara dinlenme imkanı ile günde 10 saat çalıştığı böylelikle haftalık 15 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Mahkemece tespit edilen çalışma düzeni davacı tanıkların beyanları ile uyumludur. Buna mukabil, beyanlarına başvurulan tanıkların davacı ile aynı projede çalışıp çalışmadıkları,çalışmışlar ise hangi tarihler arasında çalışmalarının olduğu net olarak belirlenmemiştir. Mahkemece yapılması gereken,davacı tanıklarının yeniden beyanlarının alınması ve davacı ile aynı projede çalışıp çalışmadıklarının , çalışmışlar ise hangi tarihler arasında çalıştıklarının belirlenerek sonucuna göre değerlendirme yapılmasıdır.Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, davacının dini bayramlarda bir gün haricindeki bayram tatillerinde ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek davacının ulusal bayram ve genel tatil alacağı isteminin kabulüne karar verilmiştir. Dosyaya sunulmuş olan davacı imzasını havi bordroların incelenmesinde resmi tatil açıklamalı tahakkuklar bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere imzalı ücret bordrolarında ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin ulusal bayram ve genel tatil çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığını yazılı delille ispatlaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı yönünden tanık deliline dayanılmış , yazılı belge sunulmamıştır. Bu durumda,imzalı ücret bordrolarında ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti tahakkuku bulunan ayların yapılan hesaplamada dışlanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem süresine göre 28 gün yıllık izin süresine hak kazandığı belirlenerek yapılan hesaplama ile 28 günlük yıllık izin ücreti belirlenmiştir. hesaplama yapılmıştır. Buna karşın, Mahkemece gerekçeli karar içeriğinde davacının bakiye 14 gün yıllık izin ücretine hak kazandığı belirtilmesine mukabil bilirkişi raporunda yapılan 28 günlük yıllık izin ücreti tutarına hükmedilerek çelişki yaratılmıştır. Bununla beraber, dosyaya sunulmuş olan davacı imzasını havi yıllık izin belgesine göre davacı 24.08.2012 başlangıç, 01.09.2012 işe dönüş tarihli olmak üzere 8 gün yıllık izin kullanmıştır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,13.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.