14. Hukuk Dairesi 2016/17118 E. , 2017/8208 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil, bozma ilamından sonra birleştirilen dosyada sözleşmeye dayalı alacak talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl dosya bakımından davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 10.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... ve birleştirilen dosyada davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ve birleştirilen dosya davacısı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı ve birleştirilen dosya davalısı vekili Av. Birtan Küçükali geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 27.12.2013 tarihli dilekçesinde; 487 ada, 19 parselde davacı ..."nin dava dışı 1/2 oranında paydaşken payını 18.12.2013 tarihinde ..."e 13.000 TL bedel ile satıp devrettiğini ileri sürerek önalım hakkına dayanarak tapunun iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu payı davalının haricen önceden satın aldığını, 24.12.2012 tarihli tutanakta davacının ve davalının eşi ..."in ayrı ayrı imzaları bulunduğunu, satış bedelinin gerçekte 328.000 TL olduğunu, davacı tarafın söz konusu önalım hakkı davasından eylemli olarak feragat ettiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce 21/05/2015 tarih ve 2015/142 E, 2015/5694 K. sayılı ilam ile davalı vekili tarafından ibraz edilen 31.01.2014 tarihli davacı ... tarafından imzalandığı ileri sürülen davadan feragata ilişkin belgenin, davacının eli ürünü olup olmadığının gerekirsrapor alınmak suretiyle araştırılması gerektiğinden söz edilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu"nun 20.02.2015 tarihli ilk raporunda 31.01.2014 tarihli belgedeki imzanın ..."nin el ürünü olduğu belirtilmiş; ancak, 13.05.2015 tarihli ikinci raporda belgenin üst kısmının sonradan kesilip, bu kısımda teslim alan ve imza ile benzer mürekkep kalıntılarının bulunduğu ve üst kenarda teslim alan ibaresi ve imza ile benzer fiziki evsafta mürekkep bakilerinin bulunduğu, belgede atılı imzanın belge içeriğini onaylar mahiyette atılmamış olduğu, inceleme konusu belgenin evvelce başka amaçla düzenlenmiş belgedeki imzadan faydalanılarak mevcut görünüme dönüştürülmüş olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Yukarıda belirtilen açıklamalar nazara alındığında 31.01.2014 tarihli belgenin ..."ye ait olduğuna dair mahkemece her türlü şüpheden uzak kesin bir kanaat oluşmamıştır. Çünkü metin ile imza birbirinden ayrılmaz bir bütündür.
Daha sonra birleşen dosya davacısı tarafından bu kez 23/03/2015 tarihli bilgisayar ile yazılmış sulh sözleşmesi başlıklı 5 maddeden müteşekkil belgede özetle ..."nin önalım davasından dosyanın Yargıtaydan dönmeden evvel tekrar feragat edeceğinin, önalıma konu taşınmazdaki payını ..."nin 200,000 EURO karşılığında almış olduğu tapusunu iki ay içerisinde verebileceğinin ve tarafların karşılıklı olarak şikayetlerinden vazgeçip bir daha dava açmayacakları şeklinde ifadelerin yazılı olduğu görülmüştür.
23.03.2015 tarihli "sulh sözleşmesi" başlıklı belge hakkında yürütülen soruşturmada düzenlenen raporda ..."ye ait imzanın incelemeye elverişli olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece önalım talebine dair asıl dava bakımından davanın kabulüne, geçerli bir feragat ve sulh beyanlarının da bulunmadığı anlaşıldığından birleştirilen 2014/403 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, asıl dosyada davalı ... vekili ve birleştirilen dosyada davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
31.01.2014 tarihli belge ve 2014/649 sayılı, 23.03.2015 tarihli sulh sözleşmesi ile ilgili 2015/1131 sayılı savcılık dosyası derdest olup, neticesi eldeki davayı etkileyeceğinden 6100 sayılı HMK"nın 165. maddesi gereğince bekletici mesele teşkil eder. Bu nedenle C2015/1131 sayılı soruşturma dosyasının 2014/649 sayılı soruşturma dosyası ile 10.12.2015 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği ve soruşturmanın halen devam etmekte olduğu 10.02.2016 tarihli 2014/649 sayılı Cumhuriyet Başsavcılığı cevabi yazısı ile bildirildiğinden, savcılık soruşturma dosyanın neticesi beklenerek tüm delillerin birlikte takdiri sonucu bir karar verilmesi gerekir.
Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1,480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı ..."den alınarak davalı ... ve birleştirilen dosya davacısı ..."e verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.