5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/23145 Esas 2020/17643 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/23145
Karar No: 2020/17643
Karar Tarihi: 02.12.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/23145 Esas 2020/17643 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, suçlu 5607 sayılı Kanuna Aykırılık olarak mahkum edildiği belirtiliyor. Ancak, kararın temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, dosyadaki eksiklikler nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu eksiklikler arasında, sanık lehine olan yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulmamış olması da yer almaktadır. 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemeye göre, eşyanın değerinin hafif olması halinde cezalar yarıya kadar indirilebilecektir. Ayrıca, 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının mümkün hale geldiği belirtiliyor. Kararda ayrıca, konuyla ilgili yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanması ve sonuçlarına göre uygulama yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca mahkeme kararı bozulmuş ve dosya yerel mahkemeye geri gönderilmiştir.
19. Ceza Dairesi         2019/23145 E.  ,  2020/17643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Suçtan doğrudan zarar gören şikayetçi gümrük idaresi vekilinin davaya katılma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemiş ise de, şikayetçi gümrük idaresinin 5607 sayılı Kanun"un 18. maddesine göre katılma ve temyiz hakkına sahip olması nedeniyle CMK"nin 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.