23. Hukuk Dairesi 2014/7279 E. , 2015/7209 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın F.. Ö.. yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davacı yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı F.. Ö.. vekili ile davalı vekilinin temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatife 01.06.2004 tarihinde üye olduklarını, müvekkillerine davalı kooperatifçe gönderilen 25.12.2009 tarihli yazıda, 100.000,00 TL ödeme yaptıklarının, 58.100,00 TL bakiye borçlarının kaldığının bildirildiğini, kooperatifin geçen süre içerisinde sürekli borç çıkartması, yapılan ödemeleri mahsup etmemesi nedeniyle müvekkillerinin 01.03.2010 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ederek, aidat, katılım ücreti ve diğer ödemelerinin iadesini talep ettiklerini, ödeme yapılmaması üzerine ,,,,, ,, , Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açtıklarını, ancak bu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiğini, davalı kooperatifin 25.06.2011 tarihinde 2010 yılı genel kurul toplantısını yaptığını, bu toplantıda 2010 yılı mali bilançosunun görüşülüp karara bağlandığını, ancak müvekkillerinin ödeme taleplerine ilişkin bir karar alınmadığı gibi, genel kurul toplantısından itibaren bir aylık süre geçmesine rağmen herhangi bir ödeme de yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 20.000,00 TL"nin 25.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 24.02.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu alacaklarının 115.000,00 TL olduğunu, 20.000,00 TL için dava açtıklarını, dava sırasında davalının 80.000,00 TL ödeme yaptığını, geriye 35.000,00 TL alacaklarının kaldığını, talep ettikleri 20.000,00 TL"den geriye kalan 15.000,00 TL yönünden davayı ıslah ettiklerini belirterek, toplam 35.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacıların iadesini talep edecekleri miktarın belli olduğunu, bu nedenle kısmi dava açamayacaklarını, davacıların 15.500,00 TL"lik ödemelerine ilişkin ,,, ,,, Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/137 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bu nedenle davacıların taleplerinin 15.500,00 TL"lik kısmı için derdestliğin söz konusu olduğunu, davacıların tüm ödemeleri değil zorunlu giderler dışında kalan miktarları isteyebileceğini ve kooperatiflerin kâr amacı gütmeyen, karşılıklı yardımlaşma amacı olan kuruluşlar olmaları nedeniyle davacıların faiz de isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı kooperatifin anasözleşmesi"nin 15. maddesine göre, ortaklığı sona erenlerin alacağının o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verileceğinin, Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesine göre, çıkan ortağa yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği öngörülüyorsa genel kurulun bu ödemeleri üç yıla kadar ertelemeye yetkili olduğunun hüküm altına alındığı, davacılardan F.. Ö.. hakkında açılan davanın 05.03.2013 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık süre içinde yenilenmediği, davacının istifasının 2010 yılında gerçekleşmiş olduğu, davacının alacağının 2011 yılının bilançosunun görüşüldüğü 25.06.2011 tarihli genel kurul toplantısına göre belirlenmesi gerektiği, genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir aylık normal ödeme süresinin dolduğu günü takip eden 25.07.2011 tarihi itibariyle davacı alacağının istenebilir hale geldiği, davacı tarafın ne kadar ödeme yaptığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, davacı tarafın ödemelerinin 123.800,00 TL olduğunu beyan etmesine rağmen, 78.200,00 TL dışında kalan ödemeleri yönünden dosyaya belge ibraz edemediği, davalı tarafın kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise, davacı tarafın alacağının 96.600,00 TL olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği, davalı tarafça davacıya gönderilen 25.12.2009 tarihli yazıda, davacının yaptığı ödemelerin 100.000,00 TL olduğunun belirtildiği, bu belge nedeniyle davacı alacağının 100.000,00 TL olduğunun kabul edildiği, davalı kooperatifin 2010 yılında oluşan zarar miktarının 222.520,56 TL olduğu, zarar miktarının 121 olan üye sayısına bölündüğünde davacının hissesine düşen zarar miktarının 1.839,01 TL olduğu, bu miktarın davacının yaptığı ödeme tutarından indirilmesi gerektiği, buna göre davacının alacağının 98.160,99 TL olduğu, davalı kooperatifçe 80.000,00 TL ödeme yapıldığı hususunun her iki tarafın kabulünde olduğu, ödenen tutarın talep edilebilecek miktardan indirilmesi ile davacı alacağının 18.160,99 TL olduğu, davacının, davanın niteliği gereğince yasal faiz talep edebileceği, faizin başlangıç tarihinin, genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir aylık süre nazara alınarak 25.07.2011 olduğu, davacı F.. Ö.. yönünden ise, dava süresi içinde yenilenmediğinden bu davacı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davanın, davacı F.. Ö.. yönünden açılmamış sayılmasına, davacı ,,,, ,,, ,, ,, yönünden kısmen kabulü ile, 18.160,99 TL asıl alacağın 25.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ,,, ,,, ,,, vekili ile davalı vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, gerektirici sebeplere, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ,,,,, ,,,, ,, vekili ile davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı ,,, ,,, , ,vekilinin temyiz itirazları yönünden;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldğı yıl bilançosuna göre hesaplanacak masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesini talep etme hakkını haizdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ,,, , ,,, Hukuk Dairesi"nin 08.06.2004 tarih ve 2003/12565 E., 2004/6555 K. ile 16.09.2008 tarih ve 2007/2140 E., 2008/10070 K. sayılı ilamlarında açıklanan hesaplama yönteminden Dairemizce dönüldüğüne ilişkin yapılan tespit doğru olmayıp, aynı ilke değişiklik yapılmaksızın benimsenmiş ve kooperatiften ayrılan ortağın, ayrıldığı yıla ait bilançoda yazılı genel giderlerden, davacının payına düşen kısmın mahsubu suretiyle çıkma payının hesaplanması yönteminin uygulanmasına devam edilmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, aynı ilke açıklanmasına rağmen 2010 yılında oluşan zarar miktarının kayıtlı ortak sayısına bölünmesiyle bulunan tutar davacının alacağından mahsup edilmiştir. Oysa mahkemece, davacının ayrıldığı yıl olan 2010 yılı bilançosunda yazılı genel giderlerden davacının payına düşen kısmına ilişkin, bilirkişiden ek rapor alınıp, sadece bu kısmın mahsubu suretiyle çıkma payının hesaplanması gerekirken, 2010 yılı zarar miktarından davacının payına düşen kısmın mahsubu suretiyle hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınıp yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 3/2. maddesi, "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili heline ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir. Bu durumda mahkemece, davacılardan F.. Ö.. yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gözetilerek, AAÜT"nin 7/1. maddesine göre belirlenecek vekalet ücretine; davacı F.. Ö.. yönünden ise, reddine karar verilen tutar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine 1.500,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı F.. Ö.. yönünden, dava değeri ıslah dilekçesi ile toplam 35.000,00 TL olarak artırıldığına ve davanın kısmen kabulü ile bu davacıya 18.160,99 TL ödenmesine karar verildiğine göre, davanın bu kabul-ret oranına göre hesaplanması gereken yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, bu oranı aşan şekilde belirlenen yargılama giderinden davalının sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı F.. Ö.. ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ,,, ,,,, ,,, vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün adı geçen davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.