19. Hukuk Dairesi 2014/6291 E. , 2015/2925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ve davalı vek. Av. ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, taraflar arasındaki intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı nedeniyle süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye süreye isabet eden intifa ivaz bedeli ile bu bedelin semereleri, sabit yatırım bedelleri ve intifa terkin harç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 14.09.2006 tarihli olup, 5 yıl süreli olduğu ve 14.09.2011 tarihinde sona erdiğinden buna bağlı intifa hakkının da bu tarihe kadar mevcut olmasında bir sakınca bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin 14.09.2011 yılında sona ereceği dikkate alındığında intifa hakkının da bu süre zarfında terkin edilmeden kalması gerektiği, kalan sürenin terkinden itibaren değil, bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihten sonraki süre olarak dikkate alınması gerektiği, intifa ivaz bedeline ilişkin temerrüdün 10.03.2010 tarihinde oluştuğu, Harçlar Kanunu"nun 58. maddesi gereğince terkin harcından davalının sorumlu olduğu, Rekabet Kurulu kararı üzerine oluşan sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalının iyiniyetli olmasından dolayı semerelerin BK 63-64 maddeleri kapsamında iadesinin mümkün olmadığı gibi bunun denkleştirici adalet prensiplerine de aykırı olduğu, bayilik sözleşmesi ve intifa sözleşmesi taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen nedenlerle değil Rekabet Kurulu kararı nedeniyle sona erdirildiğinden davalının sabit yatırım bedelini iade yükümlülüğü bulunmadığı gibi, sabit yatırım yapılmasının sözleşme süresi ile ilişkisi bulunmadığından davacının bu kalemi talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 26.916,55 TL intifa ivaz bedelinin 10.03.2010 tarihinden, 4.541,40 TL intifa terkin masrafının da dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, semerelere ve sabit yatırım bedellerine ilişkin diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İntifa hakkının 17.09.2010 tarihinde terkin edilmiş olduğu, bu durumda mahkemece, bu tarihten sonraki bakiye intifa bedeli hesaplanıp ona hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, yapılan sabit yatırımlarla işletme binası ve müştemilatı kalıcı yatırımlar şeklinde ise ve halen davalı bu tesisleri kullanarak menfaat temin etmekte ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacının bu yöne ilişkin talepte bulunabileceği gözetilerek, mahallinde keşif yapılıp bu çerçevede ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, soncuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.