10. Hukuk Dairesi 2015/17411 E. , 2018/4079 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde "Kanunda yazılı haller dışında ,yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir" hükmü düzenlenmiştir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesine yer verilmiştir.
HMK 305.nci maddede " Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki davada, davacı Kurum tarafından yersiz aylık ödemesi yapıldığından bahisle 34.660.14 TL asıl alacak, 23.000 TL faiz olmak üzere toplam 57.660.14 TL"nin tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının borca itirazı sonucunda işbu itirazın iptali davasının açıldığı, Mahkemece davalıya yersiz ödeme yapılmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verildiği ve kararda davalı lehine 1.500 TL vekalet ücretine hükmedildiği, kararın davacı Kurum tarafından temyiz edildiği, davalının vekalet ücretinin düzeltilmesi yönündeki tavzih talebi üzerine mahkemenin 25.06.2015 tarihli tavzih kararı ile vekalet ücreti asıl alacak üzerinden hesaplanarak 4.332.61 TL vekalet ücretine hükmedilmesi şeklinde düzeltildiği, davalının tavzihe ilişkin ek kararı ve asıl kararı davacı kurumun temyiz talebine cevapla katılma suretiyle temyiz ettiği, davacı kurumun da tavzih kararını temyiz ettiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. nci maddesinde tavzihin hangi hallerde istenebileceği düzenlenmiş olup, tavzih yolu ile kararın hüküm fıkrasının değiştirilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla mahkemece tavzih talebinin kabul edilerek vekalet ücretinin düzeltilmesi yönünde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
1)Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı Kurumun temyiz talebinin kabul edilerek mahkemenin 25.06.2015 tarihli tavzihe ilişkin ek kararının BOZULMASINA,
2) Davacı Kurum tarafından asıl alacak ve faiz alacağından oluşan toplam 57.660.14 TL için icra takibi yapılmış olduğundan, toplam miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca temyiz eden davalı yönünden düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 5. Bendinde yer alan "1.500" ibaresinin silinerek yerine "6.642.62 TL" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....