Esas No: 2021/935
Karar No: 2022/820
Karar Tarihi: 14.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/935 Esas 2022/820 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/935
KARAR NO : 2022/820
DAVA : Ticari Şirket Feshi
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile kardeşleri ... ve ...’in ... tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin ..0. sayfasında yayınlanan davalı şirketi 06/10/1994 tarihinde kurduklarını, davalı şirket hakkında bağlı bulunduğu Vergi Dairesi tarafından “31/12/2009 tarihi itibari ile TERK” kararı verildiğini, ayrıca şirketin bağlı olduğu Ticaret Odasında da 01/02/2020 tarihi itibariyle “TERK” durumunda olduğunu, davalı şirketin 2008 yılından bu yana hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, genel kurulun toplanmadığını, şu anda vergi kaydının olmadığını, sadece ticaret sicilinde kaydının olduğunu, şirketin devamının ve amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, bu durumun TTK’nın 636/2. maddesine göre şirketin haklı nedenle feshine sebep oluşturduğunu belirterek, davalı şirketin TTK’nın 636/2 maddesi gereğince 31/12/2020 tarihi itibariyle feshine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekilmiştir.
CEVAP ;
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER ;
Sicil kayıtları, Vergi Dairesi ve SGK yazışmaları, BA/BS formları.
GEREKÇE ;
Dava; limited şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler incelendiğinde; davalı şirketin “Merkez-...” sicil numarasında kayıtlı olduğu, faal olduğu, adresinin “... Caddesi, No:.../... İzmir” olduğu; davalı şirkete 10/08/2006 tarihinde ...’in 10 yıl süre ile münferiden şirket temsilcisi olarak seçildiği, yetki süresinin 10/08/2016 tarihinde sona erdiği, yeni atama yapılmadığı; şirketin ortaklarının 11 pay ile ..., 4,50 pay ile ... ..., 4,50 pay ile ... olduğu görülmüştür.
İzmir SGK İl Müdürlüğü’nden gönderilen cevapta; davalı şirketin 17/02/2020 tarihi itibariyle kanun kapsamından çıkartılarak iz’e ayrıldığı ve borcunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gönderilen cevapta; davalı şirketin mükellefiyet kaydının 06/10/1994 tarihinde açıldığı ve 31/12/2009 tarihinde re’sen kapatıldığı, Hatay/Konak şubesinin 10/08/2006 tarihinde açıldığı ve 31/12/2007 tarihinde kapatıldığı, davalı şirketin vergi borcunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabına göre davalı şirketin 10 yıl süre ile münferiden şirket temsilcisi olarak seçilen ...’in yetki süresinin 10/08/2016 tarihinde sona erdiği, yerine yeni atama yapılmadığı; davalı şirketin halihazırda temsilcisinin bulunmadığı anlaşıldığından; eldeki bu davada temsil edilebilmesi bakımından davacı vekiline davalı şirkete temsil kayyımı atanması istemiyle dava açması için süre ve yetki verilmiştir.
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .../... Esas ve .../... Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacı ...’in açtığı dava ile davamızın da davalısı olan şirkete mahkememizin eldeki bu dava dosyasında temsil edilmesi için temsil kayyımı atanması isteğinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda ... T.C. kimlik numaralı ...’ın şirkete temsil kayyımı olarak atanmasına karar verildiği, verilen kararın 23/09/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekili 11/01/2022 tarihli dilekçesi ile; davalı şirket üzerine kayıtlı herhangi bir taşınır ve taşınmaz mal ile aracın bulunmadığını, şirketin herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, defter ve kayıtlarının bulunmadığını, faaliyeti olmadığı için adresinin de olmadığını bildirmiştir.
Davacı asil 17/06/2022 tarihli duruşmada; davalı şirketin 3 ortaklı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının hazır olduğunu, mahkeme huzurunda dava konusu kapsamında beyanlarının alınmasını istediğini belirtmiştir.
Dava sonucuna ilişin menfaatlerinin bulunması sebebiyle davalı şirketin davacı dışındaki diğer ortaklarının mahkememizce beyanları alınmıştır.
Dava dışı ortak ... ... 17/06/2022 tarihli duruşmada; davalı şirketin ortağı olduğunu, uzun yıllardır davalı şirketin faaliyetinin bulunmadığını, hiçbir zaman genel kurul toplantısının yapılmadığını, herhangi bir taşınır ya da taşınmaz mal varlığının olmadığını, şirketin devamında bu aşamadan sonra yarar bulunmadığını, kaldı ki şirket ortakları olarak kendilerinin de davalı şirketi devam ettirmek gibi arzu ve iradelerinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin uzun yıllardır temsilcisinin de olmadığını, yönetim boşluğu bulunduğunu ancak kendilerinin yönetim boşluğunu tamamlama gibi bir istek ve niyetlerinin de bulunmadığını, davalı şirketin feshine karar verilmesini istediğini belirtmiştir.
Dava dışı ortak ... ... 17/06/2022 tarihli duruşmada; davalı şirketin ortaklarından olduğunu, davalı şirketin uzun yıllardır faaliyetinin bulunmadığını, yine uzun süredir yönetim boşluğu olduğunu, herhangi bir mal varlığının olmadığını, kendisinin de davalı şirketin devamında yarar olmadığını düşündüğünü, bu nedenle yönetim boşluğunu tamamlayıp davalı şirketin faaliyetine devam etmesini sağlamak gibi bir istek ve niyetinin söz konusu olmadığını, davalı şirkette genel kurul toplantısı yapılmadığını, davalı şirketin feshine karar verilmesini istediğini belirtmiştir.
Davalı şirket temsil kayyımı 14/10/2022 tarihli duruşmada; davalı şirket kayıtlarını incelediğini, şirketin uzun süredir faaliyetinin olmadığını, ortakları tarafından da belirtildiği şekilde herhangi bir mal varlığının bulunmadığını, dolayısıyla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesinin tüm şirket ortaklarının yararına olacağını belirtmiştir.
Davacı vekili; şirketin durumunu düzeltmesinin mümkün olmadığını, zira; faaliyetine devam etmek gibi bir isteğin söz konusu olmadığını, bu nedenle mahkemece süre verilmesinin herhangi bir yararının olmayacağını belirtmiştir. Davalı şirket temsil kayyımı da davacı vekilinin beyanlarına katıldığını belirtmiştir.
Davacı vekili ayrıca; mahkemece şayet şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilirse tasfiye memuru olarak müvekkilinin görevlendirilmesini istediklerini, herhangi bir ücret isteklerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Davacı asil; şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilir ise tasfiyesini yapmaya hazır olduğunu, herhangi bir ücret istemediğini belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 636. maddesinde; “(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, b) Genel kurul kararı ile, c) İflasın açılması ile, d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde, (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İncelenen dosya, yapılan yazışmalar, davacı vekilinin, davalı şirketi temsil kayyımının ve davalı şirketin dava dışı diğer tüm ortaklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin 10/08/2016 tarihinden bu yana yetkilisinin bulunmadığı, en son toplantısının 27/12/2007 tarihinde gerçekleştirdiği sermaye artırımına ilişkin genel kurul toplantısı olduğu, bu tarihten sonra bir daha toplantı yapılmadığı, davalı şirketin herhangi bir faaliyetinin ve mal varlığının olmadığı; her ne kadar 6102 sayılı TTK'nın 636/4 maddesinde uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından birinin bulunmaması veya genel kurulun toplanamaması durumunda şirketin durumunu yasaya uygun hale getirmek için mahkemece şirket müdürüne süre verilmesi gerektiği düzenlenmiş ise de; davalı şirketin tüm ortaklarının mahkememizde davalı şirketin faaliyetini devam ettirmek gibi bir istek ve iradelerinin bulunmadığını açık bir şekilde ortaya koymuş olmaları, yani tüm şirket ortaklarının ortak iradelerinin davalı şirketin feshi yönünde olması karşısında mahkememizce de anılan yasal düzenlemeye göre süre verilmesinde ve davalı şirketin devamında yarar olmayacağı kanaatine ulaşılmış, haklı görülen davanın kabulüne; davalı şirketin tasfiye işlemlerini gerçekleştirmek üzere isteği de dikkate alınarak davacının tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “Merkez-...” sicil numarasında kayıtlı davalı ... İÇGİYİM-KONFEKSİYON İMALAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin FESİH ve TASFİYESİNE,
2-Tasfiye memuru olarak davacının atanmasına,
3-Tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
4-Durumun İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
5-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 80,70 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın düşülmesi ile kalan 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç toplamı olan 82,27 TL'nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu tebligat ve posta gideri olan 63,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı asilin, davacı vekilinin ve davalı şirket temsil kayyımının yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2022
Başkan ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Katip ...
E-imza