5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/23449 Esas 2020/17628 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/23449
Karar No: 2020/17628
Karar Tarihi: 02.12.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/23449 Esas 2020/17628 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, 5607 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet ve nakil vasıtasının iadesine karar verdi. Yerel mahkeme, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın iadesine karar verdi ancak 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ve TCK’nin şartlarının gerçekleşmemesi sebebiyle iade kararının bozulduğu ve aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı belirtildi. Yargıtay’ın denetimindeki aracın iadesi kararının hukuka uygun olması durumunda ise şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturabileceği belirtilerek temyize konu mahkeme hükmü, nakil vasıtasının iadesi ve ceza bakımından incelendi. Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesi hükmü onandı ancak sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü bozuldu ve yargılamanın sürdürülmesi için dosya mahkemesine gönderildi. Kararda, 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen hükümler ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası da detaylı şekilde açıklandı.
19. Ceza Dairesi         2019/23449 E.  ,  2020/17628 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet,Nakil Vasıtasının İadesi


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun 13. ve TCK"nin 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, 2 nolu bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi hâlinde, yasa yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması hâlinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede;
    Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.