Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6615
Karar No: 2019/7028
Karar Tarihi: 15.11.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6615 Esas 2019/7028 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/6615 E.  ,  2019/7028 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2018 tarih ve 2018/94225 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine dair Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/11/2017 tarihli ve 2017/51 esas, 2017/36 sayılı kararını kapsayan onaylı dosya sureti incelendi.
    Dosya aslının, diğer sanıklar yönünden istinaf yoluna başvurulması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiğinden onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın... silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda kurulan ... Eğitim Sendikasına 20/01/2014 tarihinde üye olduğu ve 09/06/2016 tarihinde üyelikten çekildiği, örgüte müzahir Trabzon Eğitim Kültür Araştırma ve Yardımlaşma Derneğine 01/06/2016 tarihinde üye olduğu ve aynı gün üyelikten çekildiği, ... isimli örgütün bankasında hesabının bulunduğu, örgüte ait özel okullarda 2009 yılı ve öncesinde çalıştığı hususlarının sanığın cezalandırılmasına yeterli olmadığından bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından illere dağıtımı yapılan... terör örgütünün ... imamlarına yönelik yürütmüş olduğu 2017/68532 sayılı ... çatı soruşturma dosyası kapsamında bir örgüt mensubundan ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi sonucunda, ülke genelinde... terör örgütü ... ... yapılanması içerisinde yer alan şahısların örgüt tarafından kodlanıp konumları, görevleri ve şahıslar hakkındaki birçok bilginin bu dijital materyale işlendiğinin görülmesi üzerine yapılan çalışmalar neticesinde, Trabzon İl ... Müdürlüğü ... Şube Müdürlüğünün tanzim ettiği 06/02/2018 tarihli araştırma raporuna bu durumun konu edilerek sanık ..."ın Trabzon İli ... ... yapılanmasının içerisinde yer aldığının tespit edildiği nazara alınıp toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın... silahlı terör örgütüne örgütsel olarak bağlı olduğuna dair cezalandırılmasına yeterli delil bulunduğu ve üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/11/2018 gün ve... sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    OLAY:
    Trabzon Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 10.08.2016 tarihli ihbarı ile... silahlı terör örgütü ile iltisakları nedeni ile görevden uzaklaştırılan ve örgütle irtibatlı ... Eğitimciler Sendikasına üye oldukları belirtilen aralarında sanığında bulunduğu 237 kişi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında; 17.10.2016 tarihinde gözaltına alınmasına müteakip süreçte, 24.10.2016 tarihinde müdafii eşliğinde kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında; 25.10.2016 tarihinde ise silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında tutuklama kararının verildiği Vakfıkebir Sulh Ceza Hakimliğinde yapılan sorgusundaki ifadelerinde özetle; silahlı terör örgütü içerisinde yer almadığını, 1999-2007 yılına kadar ... Dershanesinde çalıştığını ve istifa etmesi sonrasında sözleşmeli öğretmenliğe atandığını, ... hesabının olmadığını ancak oğlu adına eşinin açtığı bir hesabın olduğunu, haziran ayında istifa ettiğini ve kaydolurken bağlantısını bilmediği ... Sendikasına üyeliğinin olduğunu, bir defa namaz kılmak için gittiği ..."e ise tesadüfen üye olduğunu, 3 çocuğunun da cemaat okullarında eğitim gördüğünü ancak ikisinin de burslu okuduğunu, eşinin de cemaatin dershanesinde öğretmenlik yaptığını ve hakkında tutuklu olarak yürütülen bir soruşturmasının olduğunu beyan ettiği görülen sanığında aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında düzenlenen 13.07.2017 tarihli Vakfıkebir Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesi ile; ... üyesi olduğu, ..."da hesabının bulunduğu, Trabzon Eğitim ve Kültür Araştırma ve Yardımlaşma Derneğine üye olduğu, ... kapsamında alınan kararla görevden uzaklaştırıldığı ve sonrasında da meslekten çıkartıldığı, 2 çocuğunun da kapatılan Özel ... okulunda öğrenci oldukları, örgüte müzahir ... Eğitim A.Ş den ... kaydının olduğu, Trabzon Çarşıbaşı ilçesinde örgütün Milli Eğitim ayağından sorumlu kişilerden olduğu, eşinin de... soruşturmaları kapsamında tutuklu olduğunun belirtilerek Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen soruşturma sonucunda; Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 20.07.2017 tarihli, 2017/9094 soruşturma, 2017/2231 esas ve 2017/427 numaralı, suç tarihinin 17.10.2017 olarak belirtildiği iddianamesi ile özetle; ... programını kullanmadığı, örgütle bağlantılı ... sendikasına ve Trabzon Eğitim ve Kültür Araştırma ve Yardımlaşma Derneğine üye olduğu, Diyarbakır"da örgütle iltisaklı bir eğitim kurumunda ... kayıtlarının bulunduğunun tespit edildiği belirtilmek sureti ile 3713 sayılı TMK"nın 5/1 ve 7/1 maddeleri ile 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenildiği görülmüştür.
    İddianamenin kabulüne müteakip tensiben adli kontrol tedbiri uygulanmak sureti ile tahliyesine karar verilen Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/51 esasına kayden yürütülen kamu davasına konu dosyanın, istinaf incelemesinde olması nedeni ile onaylı olarak gönderilen duruşma tutanakları ve eki belgelerinden anlaşılacağı üzere; 14.09.2017 tarihli bilirkişi raporu ile ... hesap hareketleri incelenen ve 24.09.2004 tarihinde açılan müşteri hesabında cüzi hesap hareketlerinin bulunduğu, 2013 yılı 12. ayında 0,05-TL hesap bakiyesinin olduğu belirtilen, aleyhine tanık beyanlarının bulunmadığı anlaşılan, el konulan dijital materyallerde şüpheli bir duruma rastlanılmadığının bildirildiğinin belirtildiği görülen ve iddia makamınca CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi mütalaa olunan, gerekçeli karara esas teşkil eden hükmün açıklandığı 20.11.2017 tarihli duruşmada, atılı suçun işlendiği sabit olmadığından CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilen sanıkla ilgili olarak; 2017/51 esas, 2017/36 karar sayılı 20.11.2017 tarihli gerekçeli kararda; "... silahlı terör örgütünün bankası olan ..."ya ilk hesabını 24/09/2004 tarihinde açtığı, bankaya el konulması, kayyum atanması sürecinde örgüt lideri tarafından ..."yı kurtarın çağrılarına denk gelen dönemlerde sanığın ..."ya para yatırmadığı ve hesabında para bulundurmadığının tespit edildiği, sanığın 2004 yılında ..."da hesap açması hususunun sanığın silahlı örgüte üye olma bilinç, istek ve iradesini göstermeyeceği, sanığın örgüte müzahir Trabzon Eğitim Kültür Araştırma ve Yardımlaşma Derneği"ne 01/06/2016 tarihinde üye olduğu ve aynı gün üyelikten çekildiğinin İl Dernekler Müdürlüğü"nden gelen cevabi yazıdan anlaşıldığı, sanığın aynı gün içinde örgüte müzahir derneğe üye olup üyelikten çekilmesi hususunun sanığın söz konusu derneğe gerçekten üye olmayı isteyip istemediği hususunda şüphe oluşturduğu, bu sebeple suç unsuru olarak değerlendirilmediği, sanığın... örgütüne müzahir özel okullarda çalıştığı zamanların 2009 yılı ve öncesi olduğu, sanığın söz konusu çalışmalarının ... yapılanmasının toplum nezdinde bir terör örgütü olduğuna ilişkin farkındalık oluşturan 17-25 Aralık 2013 sürecinden çok önceye ait olduğu, bu sebeple suç unsuru olarak değerlendirilmediği, aynı okulda görev yaptığı müdür ve öğretmen arkadaşları olan tanıkların beyanları incelendiğinde sanığın... silahlı terör örgütünü övdüğüne veya destek olduğuna, örgüt faaliyeti kapsamında bir eylemine şahit olmadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Sanığın 20/01/2014 tarihinde... silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda faaliyet gösteren ve bu amaçla kurulan ... Eğitim Sendikasına 20/01/2014 tarihinde üye olduğu, 09/06/2016 tarihinde üyelikten çekildiği, sanığın bu eylemi... silahlı terör örgütü ile iltisakını ve bağını gösterse de ceza hukuku anlamında tek başına suçun oluşumuna yetmeyeceği, bir üst paragrafta anlatıldığı şekilde silahlı terör örgütü üyeliği suçunun oluşumu için sanığın eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk göstermesi gerektiği, sanığın ... kullanıcısı olmadığı, tanık beyanlarından örgütü övücü, destekleyici ve örgütsel faaliyet anlamında bir eyleminin tespit edilemediğinin de anlaşılması sebepleri ile müsnet suçtan delil yetersizliği sebebi ile beraatine" karar verildiği anlaşılmıştır.
    İstinaf edilmeyen karar 28.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
    13.02.2018 tarihinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının... terör örgütünün ... imamlarına yönelik yürütmüş olduğu 2017/68532 sayılı ... çatı soruşturma dosyası kapsamında bir... şüphelisinden ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi sonucunda, ülke genelinde... terör örgütü ... ... yapılanması içerisinde yer alan şahısların örgüt tarafından kodlanıp görevleri, konumları ve şahıslar hakkındaki birçok bilginin bu dijital materyale işlendiğinin tespit edildiği, bu kapsamda hazırlanan 06.02.2018 tarihli İl ... Müdürlüğü araştırma raporu ve tutanağının Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve terör örgütünün ... ... bayan yapılanmasına yönelik araştırmada, hakkında... soruşturmaları kapsamında işlem yapılan ve belirtilen dijital materyal içerisinde yer alan bilgilerden eşi ..."ın Trabzon ... ... Yapılanması içerisinde yer alan imama bağlı öğretmen olduğu, ... programını kullandığının ve sanıkla ilgili bilgilerinde yer aldığının bu kapsamda sanığında Trabzon ... ... Bayan yapılanması içerisinde yer aldığının değerlendirildiğine dair; yapı içerisinde yer alan ve sohbet veren erkek imamların eşlerinin de sohbet verdikleri memurların eşlerine sohbet ablalığı yaptıklarına dair ifadelerin de belirtilmek sureti ile gönderildiği anlaşılmıştır.
    09.03.2018 tarihinde Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından illere dağıtımı yapılan dijital materyalin incelenmesinde örgüt içerisinde Trabzon ili ve Trabzon ilinin bağlı olduğu büyük bölge ve Trabzon iline bağlı olan küçük bölgeler ile ilgili araştırma ve tasnifler doğrultusunda, sanığın Trabzon ili ... ... Yapılanması içerisinde yer aldığının değerlendirildiği, her ne kadar sanık hakkında Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesince silahlı terör örgütü üyeliği suçunda beraat kararı verilip, bu karar kesinleşmiş ise de, kesinleşme tarihinden sonra ortaya çıkan belgeler nazara alındığında sanığın eyleminin TCK"nın 314/1. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçu kapsamında değerlendirilebileceği anlaşılmakla kesinleşen beraat hükmünün kanun yararına bozulması için ihbarda bulunulmasına müteakip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından 20.11.2018 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkması nedeniyle CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen fakat suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olduğu kabul edilen delilin, anılan kanunun 223/2-e maddesi gereğince verilen beraat kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma yasa yoluna konu olmasına imkan verip veremeyeceğine ilişkindir.
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir. (23.6.2009 t ,2009/7-69,176 sy)
    Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
    Diğer taraftan AİHS"nin 6. ve Anayasanın 36/1. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında kalan ve ceza yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralı gereğince, nihai bir kararla mahkum edilen ya da beraat eden kimse, aynı egemenlik alanı içinde aynı fiilden dolayı yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz. AİHS 7 nolu protokolün 4. maddesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 14/7. maddeleri de bu kuralı güvenceye bağlamıştır.
    Ne var ki, asıl amacı maddi gerçeğe insan onuruna yaraşır biçimde ulaşmak olan ceza yargılamasının, adli hatalar nedeniyle mutlak hakikate ulaşamaması muhtemel ve vakıadır. Bu nedenle kesin hükmün otoritesine istisna olmak üzere olağanüstü yasa yolları benimsenmiştir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, 311-314. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 308. maddesinde yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı da bu istisnalardandır.
    Yukarıda değinildiği gibi kanun yararına bozma talebine ilişkin inceleme, talebe esas teşkil eden hüküm ya da kararın tesis edildiği tarih ve şartlar itibariyle değerlendirilmesini gerekli kılar. Hüküm ya da karar tarihinden sonra ortaya çıkan deliller, şartları varsa yargılamanın yenilenmesini gerektirebilir ise de kesinleşen hüküm veya kararı kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremez. Aksi düşünce hem kesin hükmün otoritesini sarsar hem "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralını ihlal eder hem de hukuk güvenliğini zedeleyerek toplumsal tedirginlik ve huzursuzlukları besler.
    Diğer taraftan Dairemizce de benimsenen, öğretide ekseriyetle kabul gören yerleşik yargısal kararlara göre, örgütü yönetmek ya da örgüte üye olmak suçları mütemadi (kesintisiz) suçlardandır. Yani fiilin icrası süreklilik arz eder. Bu suçlarda örgüt hiyerarşisine dahil olup faaliyetlere başlanmakla suç tamamlanmıştır. Ancak fiilin icrası devam ettiği müddetçe fiilin ifade ettiği haksızlık da süreceğinden suç işlenmeye devam edecektir. Failin kendi isteğiyle ya da irade dışı olarak örgütten ayrılması halinde suç bitmiş olacaktır. Mütemadi suçların tamamlanmasıyla bitmesi aynı anlamı taşımamaktadır.
    Mütemadi suçların ceza ve muhakeme hukuku bakımından önemli sonuçları mevcuttur. Ceza hukuku bakımından, suça teşebbüs fiilin bitmesine kadar değil tamamlanmasına kadar mümkündür. İştirak ise bitinceye kadar gerçekleşebilir. Suç işlenmeye devam ettiğinden, koşulları varsa meşru savunma hükümleri uygulanabilir. Uygulanacak ceza hükümleri bakımından temadinin bittiği tarih esas alınmalıdır. Yine kusur yeteneği ve yaş küçüklüğü bitiş tarihine göre tayin edilir. Muhakeme hukuku bakımından ise, zamanaşımı, yetkili mahkeme ve şikayet süresi temadinin bitişine göre değerlendirilecektir. Ancak suçun mütemadi niteliği, kural olarak görevli mahkemenin belirlenmesi ya da kovuşturma usulünün tespiti bağlamında bir özellik taşımaz. Örgüt üyeliği temadi eden suçlardan olması nedeniyle hukuki ve fiili kesintiyle sona erecektir. Kesinti tarihi suç tarihidir. Fiili olarak terör örgütünden daha önce ayrılmış olmamak ve faaliyetlere devam ediyor olmak koşuluyla, terör örgütü yöneticisi ya da üyesinin yakalanma tarihi, suç işlenmeye devam edildiğinden (CMK 2/1-j), 5235 sayılı Kanunun 12/1 maddesi de gözetildiğinde ağır cezalık suçüstü hali olarak kabul edilmelidir.
    Mütemadi suçlarda iddianame düzenlemekle hukuki kesintinin gerçekleştiğinin kabulü halinde dava zamanaşımı süresi de işlemeye başlayacaktır. Bir taraftan suç işlenmeye devam ederken iddianameyle kamu davası açılması nedeniyle bu suçun dava zamanaşımına uğrama tehlikesi ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan tamamlanan ancak bitmeyen mütemadi suçtan dolayı aynı sanık hakkında çok sayıda iddianame düzenlenebilecektir. Bu nedenle kamu davası açılması için yeterli delil bulunan hallerde savunma alınmaksızın dava açılmasına engel hal yok ise de, mütemadi suçlardan olan örgüt üyeliği suçunda yakalamanın gerçekleşmediği durumda dava açılması bir yarar sağlamayacaktır. Ayrıca eksik soruşturma nedeniyle yeterince delil toplamadan açılan davalar beraatle sonuçlanabilecektir. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlarda yeni delil ortaya çıkması halinde dava açma olanağı var ise de kesin hüküm halinde CMK 314. maddedeki sınırlı nedenlere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi mümkün olup,bu durum maddi gerçeğe ulaşmaya da engel oluşturacaktır.
    Terör suçlarında amaç suça elverişli araç suç işlenmesi halinde suç tarihi araç suçun işlendiği tarihtir. Bu nedenle mütemadi suçtan bahsetmek söz konusu değil ise de, örgütsel faaliyetlerinin devam ettiği dönemlerde aynı nitelikte suç işleme olanağı bulunduğundan yerleşik uygulamaya göre amaç suçtan ancak bir kez hüküm kurulması gerekliliği karşısında, yakalanmayan sanık hakkında kamu davası açılması usul ekonomisi bakımından fayda sağlamayacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; araştırma raporu kapsamında, suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olan ancak CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen ve fakat hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan delillerin, kesinleşen hükmü kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremeyeceğinden talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği 23.11.2018 tarih ve 2018/94225 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 15.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi