21. Hukuk Dairesi 2014/16331 E. , 2015/3897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 30/04/2000-01/11/2011 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. önetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiç bir kuşku ve
duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı dava dilekçesinde 30/04/2000-01/11/2011 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde kesintisiz çalıştığını belirttiği, ancak davacı adına uyuşmazlık konusu olan dönemde davalı işveren dışında yine dava dışı 5 farklı işyerinden işe giriş bildirgelerinin verildiği ve bu işyerlerinden bildirim yapıldığı, davacı ve davalı tarafından gösterilen tanıkların fiili çalışmayı doğruladıkları anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı adına bildirim yapılan dava dışı işyerleri ile davalı işveren arasında fiili veya hukuki bağlantı bulunup bulunmadığı araştırılmadan, dönem bordroları getirtilip bordro tanıkları resen tespit edilip dinlenmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş;
1-) Öncelikle uyuşmazlık konusu olan dönemde davacı adına bildirim yapılan dava dışı işyerleri ile davalı işveren arasında fiili veya hukuki bağlantı bulunup bulunmadığını araştırmak,
2-) Yine uyuşmazlık konusu olan dönemi kapsayacak şekilde davalı işveren tarafından verilen dönem bordrolarını Kurumdan istemek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi dairesi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, ayrıca gerek görüldüğü takdirde uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına bildirim yapılan işyerlerinin dönem bordrolarını getirtip bordro tanıklarını tespit ederek beyanlarına başvurmak, davacının bu işyerlerinde çalışıp çalışmadığını belirlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde bulundurulup araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.