Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17868 Esas 2017/8159 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17868
Karar No: 2017/8159
Karar Tarihi: 06.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17868 Esas 2017/8159 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/17868 E.  ,  2017/8159 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 292 ve 273 Parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın mümkünse aynen taksim, mümkün değil ise satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vd. vekili temyiz etmiştir.
    HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur.
    HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı kanunun 10. maddesine göre de ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetini haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının kısıtlı olduğunun mahkemece öğrenilmesi halinde re"sen kanuni mümessile tebligat yapılması gerekir.
    Somut olayda; dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davanın 11.09.2014 tarihinde açıldığı, davalılardan ..."un ise 30.06.2009 tarih 2009/210E, 2009/270 K sayılı ilamı ile kısıtlandığı, kendisine veli olarak ..."un atandığı anlaşılmıştır.
    Ancak dava dilekçesi ..."un kendisine tebliğ edilmiştir.
    Davalılardan ... olduğundan velisi tarafından temsil edilmesi gerektiğinden taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 06.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.