3. Hukuk Dairesi 2014/1437 E. , 2014/2167 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/299-2013/112
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2011/17865 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının 12/05/2011 tarihli kaçak tutanağı ile tespit edilen 01/06/2011 vadeli 2.402,59 TL lik kaçak enerji tükettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
mahkemece; yürütülen yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 228.04 TL asıl alacak üzerinden devamına hükmolunmuştur .
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura miktarına yönelik takibe vaki itirazın iptali davasıdır .
Kaçak elektrik tutanağı tanzim tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahele ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
12.05.2011 günlü Kaçak Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağında; davacı tarafından fiilen kullanılan sayacın gerilim kancasının düşük olduğu zapt altına alınmıştır.
Dosya kapsamında aynı bilirkişi tarafından tanzim kılınan ilk raporda: Davacının eyleminin usulsüz elektrik tüketimi olarak kabulü gerektiği; gerilim kancası düşürülmüş olan sayaçtan abonenin sorumlu olacağı, usulsüz elektrik tüketimi yaptığı anlaşılan davacının, 12.05.2011 Tarih ve 600440791 sipariş nolu Kaçak Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı gereğince çıkarıldığı anlaşılan toplam 2.675,12 TL kaçak elektrik borcundan sorumlu tutulamayacağının bildirildiği görülmüştür.
Aynı bilirkişi tarafından tanzim kılınan 04.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının Kaçak Elektrik Tüketim Tutanağı nedeniyle 228,04 TL"den sorumlu tutulması gerektiği bildirilmiştir. Aynı yargılama dosyasında aynı bilirkişi tarafından hazırlanan iki rapor arasında çelişki bulunmaktadır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/1. maddesine göre, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi kaçak elektrik kullanımı sayılır.
EPDK"nun 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı kararının tahakkuk başlıklı kısmında "Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketicinin, (C) bendindeki usul ve esaslar gözönünde bulundurularak; (B)-(1)-(a) bendinin 1.paragrafı, (B)-(1)-(b) bendi ve (B)-(2) bendi çerçevesinde hesaplanan tüketimi, dahil olduğu abone grubuna kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tarihte uygulanmakta olan tek terimli aktif enerji bedelinin 1,5 (bir buçuk) katı ile çarpılarak kaçak tahakkuk bedeli hesaplanır ve bu bedel fatura edilir. (Güç ve reaktif enerji bedeli alınmaz)" hükmü yer almaktadır.
Hal böyle olunca, davalının eyleminin yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilip, kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife ve EPDK"nun 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı kararının tahakkuk başlıklı kısmında yer alan düzenleme uyarınca kaçak kullanım miktarının ve bedelinin tespiti amacıyla, alanında uzman bilirkişiden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan yön gözetilmeden davanın kısmen kabulüne yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.