11. Hukuk Dairesi 2016/383 E. , 2017/4016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/02/2012 tarih ve 2011/26-2012/26 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ise de duruşma günü olan 04/07/2013 tarihinde davacı vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ... Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş. nin fon tarafından yönetim ve denetimine el konulan 74 adet medya grubu şirketlerinden birisi olduğunu, fon kurulu tarafından göreve getirilen medya grup yönetimi tarafından, kasada olması gereken nakit ve çek tutarları ile kasa mevcudu arasında fahiş fark olduğunun tespit edildiğini ve denetim kurulu tarafından rapor düzenlendiğini, kasa açığının fiili olarak şirket kasasına ödenmeyen ancak fiktif olarak ödenmiş gösterilen apel ödemelerinden kaynaklandığının tespit edildiğini, ayrıca şirket yönetiminin belli bir grup tarafından yürütüldüğü, resmi kayıtlarda yer alan şirket ortaklarının göstermelik olarak muvazaalı bir şekilde ortak sıfatını taşıdıklarını, verilen kontrol yetkisi ve vekaletler incelendiğinde, icra kurulu üyesi, genel müdür, direktör, koordinatörlerin oluşan şirket zararından sorumlu olduklarını, toplam 500.000,00 TL apel ödemesinin şirket kasasında olmadığı halde fiktif olarak ödenmiş gibi gösterildiğini, TTK 306. maddesi gereğince, apel ödemesi gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstererek şirkete karşı kusurlu davranan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin tüm zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek şimdilik 126.000 TL ödemenin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı davasını ıslah ederek, 500.000,00 TL apelin ödenmemesinden kaynaklanan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ve davalı asiller, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, zarara uğrayanın zararının karşılanabilmesi için, öncelikle zarara uğradığını, zararının davalıların hukuka aykırı ve kusurlu hareketleri sonucunda meydana geldiğini davacı tarafın ispatlaması gerektiği, davacının apel ödemesinin yapılmadığı, bu nedenle de 500.000,00 TL zarara uğradığı yönündeki iddiasını her hangi bir belge ile ispatlayamadığı, davacı taraf, denetim raporuna istinaden 500.000,00 TL" lik apel ödemesinin yapılmadığını ileri sürmüş ise de, kendi ticari defterlerinden 500.000,00 TL" lik ödemenin yapıldığı görülmekte olup, bu ödemenin yapılmadığını veya zaman içerisinde çeşitli yollardan bu ödemenin ortaklara iade edildiğini, bu nedenle de kasada mevcut olmadığını, bilgi ve belgeler ile ispatlaması gerektiği, davacı kendi fiili ile el koyduğu şirketteki bilgi ve belgeleri sunarak bunu ispatlaması gerekirken, kasa açığı tutanağına ve denetim raporuna istinaden, bu belgelerin de tek taraflı davacının kendi düzenlediği bir belge olması göz önüne alındığında talepte bulunamayacağı, ayrıca davacının apel ödemesinin yapılmamasında veya gerçeğe uygun olarak kayıtlara geçmemesinde apel ödemesinden sorumlu olan ortaklar dışındaki diğer davalıların da kusurunu da ispat edemediği, tek bir kasa açığı tutanağının davacının zarara uğradığını ispatlamayacağı, tek taraflı olarak tutulan tutanağa istinaden zararın meydana geldiğinin ispat edilmiş kabul edilemeyeceği, ispat külfetinin bu durumda davalı tarafa yüklenemeyeceği, tutanağın gerçeğe uygun olduğuna dair davacı tarafın her hangi bir bilgi veya belge ibraz edemediği, bu durumda da ispat külfetinin davalı tarafa geçmeyeceği gerekçeleriyle, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında açılan davanın HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalı ... hakkında açılan davanın, dava tarihinden önce ölmüş olduğu anlaşıldığından reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekili davalılardan ..., ... hakkında verilen red kararını da temyiz etmiş ise de sonradan verdiği 11/11/2015 tarihli dilekçesinde temyizden feragat ettiğini bildirmiş ve vekaletnamesinde de temyizden feragat yetkisinin olduğu anlaşılmış olmakla, anılan davalılar yönünden temyizden feragat nedeni ile davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, diğer davalılar yönünden davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar ..., ... yönünden temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer davalılara yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.