11. Hukuk Dairesi 2016/1193 E. , 2017/4014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/09/2015 tarih ve 2014/330-2015/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin organizasyon firması olduğunu, ... ve ... unsurlu markaları bulunduğunu, dava konusu 2012/24769 başvuru numaralı "..." markasının müvekkilinin 2011/03367, 2011/03386 sayılı "... ", "..." ibareli markalarına benzer olduğunu, başvuruya itiraz ettiklerini, itirazın da dava konusu 2014-M-6614 sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi yönünden de markanın reddi gerektiğini, müvekkil markasının tanınmış marka olduğunu, haksız rekabet yaratıldığını belirterek YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkil markasının farklı mal ve hizmetlerde olduğunu, markaların benzer olmadığını, müvekkilin ... ibareli markalarının zaten kullanımda olduğunu, ... Dergisine ve portaldan ... ’ye erişimleri bulunduğunu, ... unsurlu başka marka tescillerinin de bulunduğunu, ... kelimesinin 38. ve 41. sınıflarda bir kişinin tekeline bırakılabilecek bir ibare olmadığını, markalar arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 2011/03367 sayılı "... +şekil" (41. sınıf) markasıyla davalının "...net+şekil" ibare başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ... ibaresinin ... ibaresine göre yazılış ve görsel olarak daha fazla ayırt ediciliği olduğundan iltibas oluşmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, davacı markası ile davalı başvurusu arasında bu yönde bir benzerlik bulunmadığı, bu açıdan bu markalarda 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında iltibasın bulunmadığı, davacının 2011/03386 sayılı "...+şekil " (39. sınıf) markasıyla davalının "...net+şekil" ibare başvurusu arasında biçim, düzenleme tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunsa da davacının markasının 39. sınıfta tescilli olması, davalının ise 16,35,38,41 sınıflarda başvurusu olması taraf markaları farklı hizmet sınıflarında olmaları nedeniyle 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında iltibas oluşmadığı, 556 sayılı KHK 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise bilirkişi raporunda da belirtiliği üzere davacı markası tanınmış olmadığından sonuç olarak YİDK kararı yerinde görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TPE Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın 2011/03367 tescil numaralı markasının "... " ibaresinden oluştuğu, buna göre davacı markasının ayırtedici unsurlardan biri olan "..." ibaresi davalı tarafın başvurusuna konu "...net" ibareli markada da yer almakla, tescil kapsamında kalan 41. sınıf hizmetler yönünden, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin meydana geleceğinin kabulü gerekmektedir.
Ayrıca 556 sayılı KHK 8/5 fıkrası "Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir." hükmünü içermektedir. Bu hüküm gereğince davacının 13/07/2010 tarihinde ve davalının markasından önce tescil edilmiş olan ticaret unvanı da davacının sınai mülkiyet hakları arasında sayılacağından, davacının ticaret unvanına konu "..." ibaresi ile davalının "...net" ibareli markası arasında da karıştırılma ihtimaline yol açabilme ihtimali bulunduğundan, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenerek, fiilen faaliyette bulunduğu mal ve hizmetler ile davalı markası kapsamında kalan mal ve hizmetler arasında ilişkilendirilebilecek ölçüde benzerlik bulunması halinde bu mal ve hizmetler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.