Esas No: 2010/6-533
Karar No: 2010/578
Karar Tarihi: 10.11.2010
Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Davası - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/6-533 Esas 2010/578 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Genel Kurulu 2010/6-533 E., 2010/578 K.
Hukuk Genel Kurulu 2010/6-533 E., 2010/578 K.
- ZİYNET VE ÇEYİZ EŞYALARININ İADESİ DAVASI
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ]
- 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 152 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "Ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsili" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 10.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.12.2008 gün ve 2006/221 E., 2008/1525 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 12.10.2009 gün ve 4376-8176 sayılı ilamı ile;
(...Dava ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, davalının beyanlarına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin red edilen ziynetler yönünden temyiz itirazlarına gelince:
Davacı vekili, dava dilekçesinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarının davalı da kaldığını, ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen değilse bedeli olan 12.000.00 YTL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.Davalı vekili ise davalının dava dilekçesinde belirttiği miktarda ziynetlerinin bulunmadığını, dava konusu edilen ziynetlerin bir kısmının önceden taraflarca bozdurulup harcandığını, bir kısmının da davalı tarafından götürüldüğünü, düğünde takılan 4 tane yarım altın, 3 adet hediyelik bilezik dışındaki bilezikler ve çeyrek altınların düğünden sonra bozdurulduğunu, müvekkilinde, 3 hediyelik bilezik, iki adet altın yüzük ve bir adet alyans yüzük ve kol saati ve dava dilekçesinde belirtilen çeyiz eşyalarının kaldığını ve bunları iade etmeye hazır olduklarını, diğer haksız isteklerin reddini savunmuştur.
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir. Davalı ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup harcandığını iddia etmiş isede bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan karının iaşesini sağlamak kocaya aittir. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurulup harcanmış olduğu kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir.Bu nedenle davalı tarafından bozdurulup harcandığı kabul edilen ve mahkemece red edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu ziynetler yönünden talebin red edilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…
…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle ziynet eşyaları yönünden bozulmuştur. Yerel Mahkeme; ispat yükünün davacıda olduğu, davacının da kendisine ait olan ve kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında davalı tarafından elinden alındığını ve bozdurulduğunu ispat edemediği, ailenin ortak giderleri için malvarlığından rıza ile yapılan katkının geri istenemeyeceği gerekçesi ile önceki kararında direnerek ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar vermiştir. Hükmü taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, düğün sonrası davalı tarafından davacıdan alınarak bozdurulan altınların davacının evlilik birliğinin giderlerine mal varlığı oranında katkısı olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, bozdurulan altınların rıza ile bozdurulduğu hususunun kim tarafından ispatlanması gerektiği buna bağlı olarak bozdurulan altınların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilip verilemeyeceği noktasındadır.
Sair hususlar kesinleşmiş olup uyuşmazlık konusu değildir.
1- 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununu ile birlikte 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin karının iaşesini kocaya yükleyen 152. maddesi de yürürlükten kaldırılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 186/3 fıkrası "Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar." hükmünü getirmiştir. Bu nedenle bozma ilamında yer alan "…
…Öte yandan karının iaşesini sağlamak kocaya aittir." cümlesinin maddi hataya dayalı olduğu kanaatine varıldığından bozma metninden çıkarılması gerekir.
Ne var ki; TMK.nun 186/3 fıkrasında her ne kadar eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacakları belirtilmiş ise de buradaki katılma ya eşlerin rızası ile ya da mahkeme kararıyla olması gerekir.
Diğer taraftan, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.
Somut olayda ise; bu konuda herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi, kadının rızası ile katkı amacıyla bozdurulmak üzere ziynet eşyalarının verildiğine dair herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak ev ihtiyacı için harcandığı davalı yanca kabul edilmiştir; ancak davalı, davacı kadının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamamıştır.
Eş söyleyişle; evin ihtiyacı için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olup somut olayda davalı koca bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir.
O halde Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
2- Davalı vekili daha önce hükmü temyiz edip, Özel Dairece temyiz itirazları reddedildiğinden, hakkındaki hüküm kesimleşmekle direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararından "…
…Öte yandan karının iaşesini sağlamak kocaya aittir." İbaresi çıkartılmak suretiyle gösterilen diğer nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,
2)Davalı tarafın ilk hükme yönelik temyiz itirazları reddedilmekle hakkındaki hüküm kesinleştiğinden direnme hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmamakla davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE 10.11.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.