23. Hukuk Dairesi 2015/750 E. , 2015/7171 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin miras bırakanı olan .... .... davalı ... .... Kredi Kooperatifi"nden 3370 ve 3371 sayılı borç senedi ile 30.10.1997 tarihinde kredi kullandığını, daha sonra davalı kooperatif tarafından muris .... .... ile birlikte kefil .... ... ve ... .... karşı söz konusu borcun ödenmemiş olması sebebiyle 09.10.2000 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ...... .... 30.12.2006 yılında vefat etmesi üzerine bu defa davalı kooperatif tarafından söz konusu borcun tahsili amacıyla davacı H.. E.. ile birlikte diğer yasal mirasçılara karşı ... ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/20 E. sayılı dosyası ile icra takibinin sürdürüldüğünü, müvekkilinin murisi olan ... .... karşı açılan icra takibinde ... .... 09.10.2000 tarihi itibariyle 494,00 TL anapara, 2.203,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.697,00 TL borcunun bulunduğunun davalı tarafından belirtildiğini, .... ... karşı açılan icra takibinden bir ay sonra düzenlenmiş olan ... Noterliği"nin 10.11.2000 tarih ve 2492 yevmiye numaralı ibranameden anlaşılacağı üzere ise davacı müvekkilince murisinin borcu dolayısıyla davalı ... .... Kredi Kooperatifi"ne 3.000,00 TL ödenmiş olup, söz konusu borcun ibra edildiğini, buna rağmen davalı kooperatifin murise karşı açmış olduğu icra takibini haksız ve kötüniyetli olarak devam ettirdiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötüniyetli takip yapmış olması nedeniyle % 20"den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı dosyaya sunduğu ibraname ile borcun ödendiğini iddia etmiş ise de, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, söz konusu ibranamenin ... ... plaka numaralı araç üzerine konulmuş olan rehnin kaldırılması için verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; borcun sona erme sebebi olarak gösterilen ... ...Noterliği"nce tanzim edilen 10.11.2000 tarih ve 2492 sayılı ibranameye konu, .... ... plakalı traktörün, ne söz konusu davacının murisinin imzalamış olduğu 30.10.1997 tarihli, 3371 ve 3370 sayılı kooperatif borç senetleri ile ne de anılan borç senetlerine kefil olan dava dışı ... ve .... ... isimli şahıslar ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığı, davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk
mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Dosya kapsamından, davacının murisinin 30.10.1997 tarihli iki adet borç senedi ile davalı kooperatiften kredi aldığı, davalı kooperatifçe 21.10.1997 tarihinde ççç Trafik Tescil Müdürlüğü"ne gönderilen yazıda, .... ... adına kayıtlı ... ... plakalı aracın kaydına rehin şerhi verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ... Noterliği"nin 10.11.2000 tarih ve 2492 yevmiye sayılı ibranamesi sunulmuş olup, murisinin 09.10.2010 tarihli icra takibi üzerine davalı kooperatife 3.000,00 TL ödenmesi sebebiyle ibra edildiği ileri sürülmüştür. Anılan ibraname, ""..... ... ... plakalı 1976 model, ... marka, 480 tipli zirai traktör üzerine konulan 1.. K.."nin koymuş olduğu 3.000,00 TL bedeli aldığımızı ve zimmetimizi bu şekilde ibraz ettiğimizi beyan ederiz"" şeklinde olup, davacı vekilince, dava dilekçesinde tanık deliline dayanıldığı gibi, dosyada bulunmayan ancak UYAP aracılığıyla 15.07.2013 tarihinde gönderildiği anlaşılan tarihsiz delil listesinde, ibranamede plakası belirtilen aracın maliki ... ... tanık olarak dinlenmesi istenmiş, 27.12.2013 tarihli oturumda da, davacı vekili delil listesinden söz etmiş ve tanığı hazır etmek için süre istemiş, mahkeme davacı vekilinin bu talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin hüküm kurulmuştur. Takip ve ibraname tarihi ile takipteki borç miktarı ve ibranamedeki miktar birbirine yakındır.
Rehin yazısında ve ibranamede .. ... plakalı araçtan söz edilmekte olup, rehnin bu aracın maliki lehine konulduğu hususunda, araç sahibi lehine karine oluşmuştur. Davacı tarafça, bu karinenin aksi, yani bir başka anlatımla aracın murisin borcu için rehin verilmiş olduğu ve borcun ödenmesiyle rehnin sona erdiği ve bu nedenle murisi ibraname verildiği iddia edilmekte ve bu husus kanıtlanmak istenmektedir.
Bu durumda mahkemece, 10.11.2000 tarihli ibranamenin davalı tarafından düzenlenip, murise verildiği, bu nedenle davacının elinde olduğu, onun tarafından dosyaya fotokopisinin sunulmuş olduğu, araç sahibi lehine oluşan karinenin aksinin kanıtlanmak istenildiği, aslının mahkemeye ibrazı halinde belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olacağı gözetilerek, aslının ibrazı halinde, rehin konusu aracın maliki... .... tanık sıfatıyla dinlenmesi, rehnin kendi borcu için mi yoksa davacı murisinin borcu için mi verildiğinin sorulması, ... ... tarafından aracının davacı murisinin borcu için üçüncü kişi olarak rehin verilmiş olduğu yönünde ifade verilmesi durumunda, araç sahibinin kendi borcu için rehin verildiğini savunan kooperatife ispat yükü yüklenip, kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif uygulamalarında uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, ... .. plaka sayılı aracın üzerine ... .... kendi borcu için rehin konulup konulmadığı hususunda rapor aldırılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.