Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17941
Karar No: 2018/3994
Karar Tarihi: 24.04.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/17941 Esas 2018/3994 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/17941 E.  ,  2018/3994 K.

    "İçtihat Metni"

    ......

    Davacı, davalı işveren yanındaki çalışmalarının itibari hizmet kapsamında geçtiğinin tespitini istemiştir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum ile daval.... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    01.07.1998-30.09.2002 tarihleri arası çalışmaları davalı.....ne ait 492414 no’lu gazete ve mecmua basımı işyerinden; 01.10.2002-13.07.2005 tarihleri arası çalışmaları davalı ......’ne ait 1061439 no’lu gazete ve dergi basım işleri işyerinden bildirimi yapılan davacı, iş bu davayla; davalı işverenler nezdinde geçen 01.07.1998-13.07.2005 tarihleri arası çalışmalarının itibari hizmet kapsamında geçtiğinin tespitini istemiş; dava istem gibi kabul edilmiştir.
    A- Mahkemenin 01.10.2002-13.07.2005 tarihleri arası davalı ......’ne ait 1061439 no’lu gazete ve dergi basım işleri işyerinde geçen çalışmalarının itibari hizmet kapsamında geçtiğinin tespitine ilişkin kabulü yerindedir.
    B- Ancak, 01.07.1998-30.09.2002 tarihleri arası davalı.....’ne ait 492414 no’lu gazete ve mecmua basımı işyerinde geçen çalışmaların itibari hizmet kapsamında geçtiğinin tespitine ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Dairemizin 07.04.2016 günlü geri çevirme kararı üzerine gönderilen 24.08.2016 ve 27.09.2016 günlü ...... Müdürlüğü ile .......yazılarına göre, davalı ...... Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na mevzuatı çerçevesinde devredilerek 26.03.2009 günlü Fon Kurulu Kararı uyarınca 13.08.2009 tarihi itibarıyla ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 4-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak, geçiş hükümlerini içeren aynı Yasa"nın Geçici 7. maddesi hükmünde "bu Kanun"un yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun"un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” hükmü ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın Ek 5. maddesidir.
    506 sayılı Yasanın 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. Hizmet akdi, öğretide de kabul edildiği gibi iş görme, bağımlılık ve ücret unsurlarından oluşmaktadır. Burada söz konusu olan iş, ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her türlü çalışmayı ifade etmektedir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir.
    Öte yandan, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan red kararı o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
    Şu halde yapılması gereken iş; dava tarihi olan 11.06.2013 itibarıyla, davalı....... mevzuatı çerçevesinde devredilerek 26.03.2009 günlü Fon Kurulu Kararı uyarınca ve 13.08.2009 tarihi itibarıyla ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşılması karşısında; davalı ......’ne usulünce bir devir işleminin olup olmadığı araştırılmalı; devrin bulunması halinde, 1998-2002 arası davacı istemi yönünden, devralan..... sorumlu olacağı gözetilmeli, şayet devir söz konusu değil ise, bu halde 01.07.1998-30.09.2002 tarihleri arası davacı istemi yönünden, davacı tarafa davalı ....... ihyası için uygun bir süre verilmeli, bu davanın sonucu beklenerek tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde bu tüzel kişinin huzuru ile taraf teşkili sağlanarak sürdürülecek yargılama sonucuna göre karar verilmelidir.
    O halde, hükmü temyiz eden davalı Kurum ile davalı ...... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan..... iadesine, 24.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    .....

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi