Esas No: 2021/25002
Karar No: 2022/2301
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/25002 Esas 2022/2301 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların hem iftira hem de yağma suçundan yargılandığı bir davada, mahkeme suçlara verilen cezalarda hata yaptığı için karar bozuldu. İlk olarak, sanıklara yüklenen iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin süresi geçtiği için düşürüldü. Ancak, yağma suçunda hatalı bir değerlendirme yapıldığı için bu konuda yeniden yargılama yapılacak. İlgili kanun maddeleri ise şöyle: 5237 sayılı TCK'nın 267/1. maddesi (iftira suçu), 66/1-e maddesi (asli dava zamanaşımı), 149/1-a, c, d, h, 35. maddeleri (yağma suçu).
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma (değişen suç vasfı nedeniyle silahlı tehdit), iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafiileri
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
l-) Sanıklar ... ve ... hakkında iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 267/1. maddesine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, mahkumiyet kararının verildiği 8.10.2013 tarihi ile inceleme tarihi arasında aynı Kanun'un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımına dair sürenin zamanaşımını kesen bir neden olmaksızın geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle tebliğnameye uygun olarak DÜŞMESİNE,
2-) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında yağma suçundan dönüşen silahlı tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya kapsamına göre; mağdur ...’in soruşturma aşamasında alınan ifadelerinde, “ .. ailesi ile birlikte işlettiği lunaparkta çalışan sanık ...’in işlediği başka bir suç nedeniyle cezaevine girip çıktıktan sonra yanına topladığı diğer sanıklarla birlikte esnaf üzerine baskı kurup zorla haraç alarak etrafa korku saldığını duyduğunu, sanıkların yanına gelerek ceza paralarını ödeyeceklerini söyleyip yardım parası altında para istediklerini, kendisini tehdit etmediklerini ancak sanıkların etrafa saldığı korku nedeniyle ailesine zarar gelmesinden çekindiği için birkaç kez sanıklara para vermek zorunda kaldığını, 6.11.2012 tarihinde lunaparka gelen sanıkların yeniden para istediklerini, bu şekilde sürekli para isteyeceklerini düşündüğünden kabul etmediğini lunaparkta ailesinin kalabalık olmasından dolayı sanıkların bir şey söylemeden ayrıldıklarını ancak kısa bir süre sonra da 8.11.2012 günü saat 23.00 sıralarından sanıklar ... ve ...’in mağdurların işlettiği lunaparka giderek iş yerinin camlarını kırdıkları, akabinde de saat 23.30 sıralarında sanıklar ... ve ...’in oğlu ...’in evini kurşunladıklarını öğrendiğini” beyan ettiği, mağdurun beyanlarının diğer mağdurlar ve tanıkların ifadeleri, olay yeri inceleme ve güvenlik kamerası kayıtları ile sanıkların aşamalardaki tevil yollu ikrarlarıyla doğrulandığının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a, c, d, h, 35. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 24.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.