9. Hukuk Dairesi 2014/35309 E. , 2015/1975 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı vekili tarafından verilen 02.10.2014 havale tarihli dilekçede Dairemizin 09.07.2014 tarih, 2012/ 25468 E ve 2014/ 24280 K sayılı onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur. Bahsi geçen dilekçe ve ekindeki evrak ile dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi; gereği konuluşulup düşünüldü:
Dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 23. maddesine dayalı cezai şartın ödetilmesi talep edilmiş, mahkemece sözleşmenin belirsiz süreli olduğundan söz edilerek istek reddedilmiştir. İş sözleşmesi belirsiz süreli olup, 23. maddede işlerin yoğun olduğu, her yıl için Eylül başından takip eden yılın Mart sonuna kadar geçen sürede işçinin işyerinden haklı neden olmaksızın ayrılması halinde son bürüt maaşın 4 katı tutarından cezai şart ödeneceği öngörülmüştür. Bu haliyle kararlaştırılan cezai şart iş sözleşmesinin süresi ile ilgili olmadığı halde bu husus Dairemizce de gözden kaçırılarak karar verildiği anlaşılmakla ONAMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA ve hükmün aşağıdaki şekilde bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı işveren, imza edilen belirsiz süreli hizmet sözleşmesi uyarınca 01.09.2008 tarihinden itibaren ERS/Specialist görevi ile aylık brüt 4.800,00 TL ücret ile çalışmaya başladığını, davacının 18.11.2011 tarihinde iş sözleşmesini istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, taraflar arasında mevcut belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin fesih başlıklı 23. maddesinde düzenlenen ceza-i şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı işçi, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde ceza-i şart düzenlemesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iş akdinin Mart- Eylül ayları arasında fesih edilemeyeceği hususunun da gerek Anayasa gerekse İş Kanunu’na aykırı bulunduğunu beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İş sözleşmesinin fesih başlıklı 23. maddesi, "..... Personel "in hizmet akdini her yılın Eylül ayı başından gelecek yılın Mart ayı sonuna kadar geçen sürede haklı bir nedene dayanmaksızın fesih etmesi halinde Personel Şirketin beyanına göre belirlenecek ve ayrıca belge ile ispata muhtaç bulunmayan Şirket "in uğradığı tüm zararları tazminin yanı sıra ayrıca şirkete son bürüt maaşının 4 katı tutarında ceza-i şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder..." şeklinde düzenleme içermektedir. Davaya dayanak iş sözleşmesi hükmü, mali müşavir olan işyerinde işlerin yoğun olduğu her yıl için Eylül başından takip eden yılın Mart sonuna kadar geçen sürede, işçinin işyerinden haklı neden olmaksızın ayrılması halinde son bürüt maaşın 4 katı tutarında cezai şart ödeneceğini öngörmüştür. Aynı dönem içinde işverenin haksız feshinde de cezai şart kararlaştırılmıştır. Belirsiz süreli iş sözleşmesinde işçinin yılın belli bir döneminde işten ayrılmaması için getirilen ve karşılıklı edimler yükleyen cezai şart kuralı geçerlidir. İş sözleşmesinin belirsiz süreli olarak yapılmış olması sözü edilen dönemsel çalışma şartının kararlaştırılmasına engel değildir.
Bu itibarla cezai şart kuralının geçerli olup, istifa ederek işyerinden ayrılan işçinin cezai şart ödemekle yükümlü olduğu kabul edilmelidir. Aynı işverenin bir başka işçiyle ilgili olarak iş sözleşmesinin 23. maddesine dayana cezai şart isteği yerel mahkemece kabul edilmiş ve Dairemizin 14.0.2013 gün 2011/ 727 E, 2013/ 143 K. sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.
Somut olayda iş sözleşmesinin 23. maddesinde öngörülen cezai şart koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davaya konu istek yönünden mahkemece indirim hususu da düşünülerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2015 oybirliğiyle karar verildi.