18. Ceza Dairesi 2017/5889 E. , 2018/4782 K.
"İçtihat Metni"İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/4, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Karabük 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/511 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 14/04/2017 tarihli ve 2017/200 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Her ne kadar merci Karabük Ağır Ceza Mahkemesince," 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanunu"nun 231/8 maddesinde "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklinde düzenleme yapıldığı, suça sürüklenen çocuk ..."ya ait UYAP sisteminden alınan adli sicil kaydına göre suça sürüklenen çocuk ... hakkında Karabük 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/05/2016 tarih ve 2016/156 Esas, 2016/381 Karar sayılı ilamı ile ve Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2017 tarih ve 2016/212 Esas, 2017/14 Karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, yapılan düzenleme uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği" gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, sanığın suç tarihi itibari ile sabıkasının bulunmadığı gibi suç tarihinden sonra sabıkasına işlenen Karabük 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/156 esas, 2016/381 sayılı ilamına konu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 01/07/2016 tarihinde, yine Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2017 tarihli ve 2016/212 esas, 2017/14 sayılı ilamına konu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 14/02/2017 tarihinde kesinleştikleri bununla birlikte incelemeye konu Karabük 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli ve 2016/235 esas, 2016/511 sayılı kararına ilişkin suçun ise 29/11/2015 tarihinde işlendiği, dolayısıyla denetim süresi içerisinde işlenmediği gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Suça Sürüklenen Çocuk ... hakkında Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı"nca hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ithamı ile yürütülen soruşturma kapsamında iddianame düzenlenerek Karabük 2. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuğun bu suçlardan mahkumiyetine ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından süresinde itiraz edildiği, itirazı incelemekle yetkili ve görevli Karabük Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, merciince de 14/04/2017 tarihinde itirazın, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında başkaca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar olduğundan kabulüne karar verildiği, işbu merci kararına yönelik kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin objektif koşulların gerçekleşmiş olmasına karşın bu koşulların oluşmadığından bahisle bu kurumun uygulanmamasına ilişkin hukuka aykırılıkların, hâkimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmaması nedeniyle bu hususların yasa yararına bozma konusu yapılabileceği yönünde de bir kuşku bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, itiraz üzerine mercii tarafından suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında Karabük 3. Asliye Ceza Mahkemesi ve Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemelerinden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar olduğu gerekçesi ile yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilemeyeceğinden bahisle itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"nın 231/8. fıkrasındaki "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesinin 6545 S.K./72. Maddesi ile 18/06/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayın suç tarihi 03/12/2015"tir. Suç tarihi itibariyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması için engel bir mahkumiyet hükmü bulunmamaktadır. Suça sürüklenen çocuk hakkında bu dosya kapsamında yargılamaya konu edilen suçun suç tarihi, merci tarafından engel olarak görülen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümlerde öngörülen denetim sürelerinden önce olduğu için bu dosya kapsamında suça sürüklenen çocuk açısından yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar vermeye engel değildir.
Hal böyle iken, Karabük Ağır Ceza Mahkemesince vaki itirazın açıkladığı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.
III- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Karabük Ağır Ceza Mahkemesi"nin 14/04/2017 tarihli ve 2017/200 değişik iş sayılı hükmünün, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 02/04/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.