Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4884 Esas 2017/4620 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4884
Karar No: 2017/4620
Karar Tarihi: 15.06.2017

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4884 Esas 2017/4620 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, katılan adına düzenlenmiş suça konu dilekçeleri imzalatarak özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla mahkum edildi. Ancak, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu ve belgelerin işleme konulabilmesi için asıllarının incelenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, belge sayısı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde dikkate alınması gerektiği vurgulandı. Zincirleme suç koşullarının oluşmadığı da belirtildi. Kararın sonunda ise TCK'nın 43. ve 53. maddelerine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2015/4884 E.  ,  2017/4620 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet, müsadere

    1- Sanığın, katılan adına düzenlenmiş suça konu dilekçeleri yazdırıp imzalayarak cezaevi görevlilerine vermek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; tanık ..."in savcılıkta, suça konu dilekçeleri, sanığın söylemesi üzerine kendisinin yazdığını, alt kısımlarına sanık ..."in ismini yazıp kendisine imzalattırdığını, ancak sanığın daha sonra bu dilekçelerdeki kendi isminin üzerine katılanın ismini koyu şekilde yazarak değiştirdiğini beyan etmesi, cezaevinde görevli personel, ...’un savcılıkta, ... yazısı bulunan dilekçede pul, kantin fişi ve üzerinde nereye gideceğine dair adres olmadığından dolayı katılan ile görüştüğünü, bunun üzerine katılanın dilekçeyi kendisinin yazmadığından bahisle şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle, suça konu belgelerin bu haliyle işleme konulmasının mümkün olup olmadığının cezaevi idaresinden sorulup asılları incelenerek, hukuki sonuç doğurmaya elverişli ve aldatma yeteneği bulunan bir belge olup olmadığı belirlendikten ve denetime olanak verecek şekilde belge aslı dosya içerisinde bulundurulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; dosya kapsamından, suça konu belgelerin aynı anda verildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, eylemin bir bütün olarak tek bir özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ancak belge sayısının TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden TCK"nın 43. maddesi gereğince cezanın artırılması,
    b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.