2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8914 Karar No: 2017/14517
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8914 Esas 2017/14517 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/8914 E. , 2017/14517 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu"nun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Davacı kadın dava dilekçesinde eşinin sadakatsiz davrandığı vakıasına dayanmış, ancak delil olarak yalnızca nüfus kayıtları vs. kanuni delilleri göstermiş, tanık deliline ise dayanmamıştır. Mahkemece ön inceleme duruşmasında süre verilerek tanıkların bildirilmesi istenmiş, tanıklar dinlenilerek yapılan yargılama sonunda, "Taraflar arasında evlendikleri günden beri geçimsizlik olduğu, bu yüzden tartıştıkları, kavga yaptıkları ve birbirlerine karşılıklı hakaret içeren sözler sarf ettikleri, davalı kocanın; gece altını ıslattığı, her yere borç yapıp ödemediği, davacı eşini darp ettiği, ... isimli bir kadınla ilişki kurduğu, 2-3 gün onun evinde kaldığı, bunun üzerine davacı kadının davalıya telefonla burası emanetçi dükkanı değil al eşyalarını dediği, bundan sonra anlaşmalı boşanma teklif eden ve vazgeçen davalının kendisine ait eşyaları alıp müşterek evden ayrıldığı, bu şekilde tarafların halen ayrı yaşadıkları, davacının kefil olduğu davalının borçlarının kızı ... tarafından ödendiği"" vakıaları taraflara kusur olarak yüklenmiş ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Dava dilekçesinin içeriği" başlıklı 119/1-e-f maddesinde; "Davacı, dava dilekçesinde, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorundadır." hükmü bulunmaktadır. Mahkemece tespit edilen ve davalı erkeğe kusur olarak yüklenen vakıalara sadakatsizlik vakıası dışında davacı kadın dava dilekçesinde dayanmamış olup bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı kadın tarafından usulüne uygun olarak tanık deliline dayanılmadığından sadakat yükümlülüğünü ihlal vakıasının usule aykırı olarak dinlenen tanık beyanlarından geçtiğinden bahisle davalı erkeğe kusur olarak izafe edilemeyeceği, her ne kadar davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunularak davacı kadına kusur yüklenmemiş ise de; davacı kadının temyiz talebinde bulunmaması sebebiyle mahkemece kendisine yüklenen hakaret vakıasına ilişkin kusurun kesinleştiği ve bu hali ile davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bir kimse sırf kendi kusurlarına dayanarak boşanma davası açamaz. O halde davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2017(Çrş.)