Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/559
Karar No: 2015/265

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/559 Esas 2015/265 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/559 E.  ,  2015/265 K.
  • KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
  • DİRENME KARARI
  • KISA KARAR İLE GEREKÇELİ KARARIN ÇELİŞKİLİ OLMASI
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 38
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 37
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 81
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 50
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 82
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 61
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 141
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 34
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 230
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 223
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 232

"İçtihat Metni"

Kasten öldürme suçundan sanıklar E..K..İ.. K.., H.. K.. ve U.. G.."ün, sanık E.. K.. yönünden 5237 sayılı TCK"nun 38, diğer sanıklar yönünden 37. maddesi delaletiyle aynı kanunun 81/1, 62/1, 53 ve 50. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, sanıklar E.. K.. ve H.. K.."ın hükmolunan cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.12.2011 gün ve 64-289 sayılı re"sen temyize tabi bulunan hükmün sanıklar müdafileri ve katılan M.. T.. vekili tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.02.2013 gün ve 4489-1435 sayı ile;
“...Sanıklar İ.. H..ve U.., sanık E.. azmettirmesiyle, eylemlerini gerçekleştirmeye olay tarihinden önce karar verdikleri, kararlarından dönmeyip ısrar ederek, kararları ile icraları arasında makul bir süre geçtikten sonra eylemlerini gerçekleştirdikleri ve tasarlamanın unsurlarının oluştuğu anlaşıldığı halde, sanık Erdal"ın "tasarlayarak öldürmeye azmettirme" suçundan TCK"nun 38, 82/1-a ve 62; sanıklar İbrahim, Harun ve Uğur"un ise "tasarlayarak öldürme" suçundan TCK"nun 37, 82/1-a ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırıl- maları yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde sanık Erdal"ın "kasten öldürmeye azmettirme" suçundan TCK"nun 38, 81 ve 62; sanıklar İbrahim, Harun ve Uğur"un ise "kasten öldürme" suçundan TCK"nun 37, 81 ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 20.05.2013 gün ve 115-104 sayı ile; bozma kararına niçin uyulmadığını açıklamadan, ilk hükümde gösterilen gerekçeyle direnilmesine karar vermiş, ilk hükmün gerekçesinde yer alan "kasten adam öldürmek" ibaresini de "tasarlayarak kasten adam öldürmek" olarak değiştirmiştir.
Re"sen temyize tabi bulunan bu hükmün de sanık Harun müdafii, Cumhuriyet savcısı ve katılan Mustafa vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2014 gün ve 279415 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnme hükmünün kapsamına göre inceleme, sanıklar hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların kasten öldürme eylemini tasarlayarak gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle,
1-Direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçeyi taşıyıp taşımadığı,
2-Mevcut gerekçenin de hüküm(sonuç) kısmı ile çelişkili olup olmadığı,
Hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar hakkında tasarlayarak öldürme suçundan dava açıldığı, yerel mahkemece kasten öldürme suçundan hüküm kurulduğu, temyiz üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince eylemin tasarlanarak işlendiğinden bahisle hükmün bozulmasından sonra yapılan yargılama sonunda, yerel mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verildiği, ancak direnme nedenleri ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan bozulan kararın sadece tarihi ve sayıları değiştirilmek suretiyle tamamen aynı gerekçeyle hüküm kurulduğu, ayrıca ilk hükmün gerekçesinde yer alan "kasten adam öldürmek" ibaresini de "tasarlayarak kasten adam öldürmek" olarak değiştirdiği ve bu şekilde gerekçede sanıkların tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırıldığının kabul edildiği, ancak kasten öldürme suçundan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
T.C. Anayasasının "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinin üçüncü fıkrası; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" şeklinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Kararların gerekçeli olması" başlıklı 34. maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230. madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir",
"Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar" başlıklı 230. maddesinde de; "(1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.
(2) Beraat hükmünün gerekçesinde, 223. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(3) Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir karar veya hükmün verilmesi hâlinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir",
"Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar" başlıklı 232. maddesinde ise; "(1) Hükmün başına, "Türk Milleti adına" verildiği yazılır.
(2) Hükmün başında;
a) Hükmü veren mahkemenin adı,
b) Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,
c) Beraat kararı dışında, suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
d) Sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı,
Yazılır.
(3) Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur.
(4) Karar ve hükümler bunlara katılan hâkimler tarafından imzalanır.
(5) Hâkimlerden biri hükmü imza edemeyecek hâle gelirse, bunun nedeni mahkeme başkanı veya hükümde bulunan hâkimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.
(6) Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun Maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
(7) Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır ve mühürlenir",
Hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup, hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. “Başlık” bölümünde, hükmü veren mahkemenin adı, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hakimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt katibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanuni temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, "sorun" bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ortaya konulmalı, "gerekçe" kısmında mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, "sonuç (hüküm)" kısmında ise CMK’nun 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı kanunun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, TCK’nun 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkanının bulunup bulunmadığı, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercii tereddüte yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir. Ayrıca duruşmada tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmamalı, diğer bir ifadeyle gerekçe ile sonuç (hüküm) kısmı infazda karışıklığa neden olabilecek nitelikte olmamalıdır.
Öte yandan Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin konular değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararına karşı ilk hükümde direnilirken, açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, bozulmakla tamamen ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, direnme nedenleri gösterilmemiş, bozma kararına niçin uyulmadığı açıklanmayarak, bozulan kararın tarihi ve sayıları değiştirilmek suretiyle gerekçenin aynen ve yeniden yazılmasıyla yetinilmiş, ayrıca “gerekçe” bölümünde, eylemin tasarlanarak işlendiğine ilişkin açıklamalara yer verildikten sonra, “sonuç (hüküm)” bölümünde, gerekçe ile uyumlu olmayacak biçimde, kasten öldürme suçundan hüküm kurulmak suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye neden olunmuştur.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden önceki kararın aynen tekrarı ile yetinilmesi ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye neden olunması suretiyle CMK’nun 34, 230 ve 232. maddelerine aykırı davranılması isabetsizliklerinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir..
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2013 gün ve 115-104 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun olarak direnme gerekçeleri gösterilmeden karar verilmesi ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye neden olunması isabetsizliklerinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi