11. Hukuk Dairesi 2017/1260 E. , 2017/3990 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/01/2015 tarih ve 2008/247-2015/38 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili asıl kararı, asıl karar ve tavzih kararı ise davalı vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 03/05/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1998 yılından 2007 yılına kadar bankacılık işlemlerini davalı banka ile yürüttüğünü, müvekkili ile davalı banka arasında işlemlerin faks talimatı ile yürütüleceğine dair sözleşme olmamasına rağmen davalının talimatla işlem yaptığını, müvekkilinin muhasebe departmanında çalışan ..."ın 2006 yılının başından 16/03/2007 tarihine kadar davalı bankanın çalışanlarının ağır ihmal ve kusuru nedeni ile hesaplar üzerinde müvekkilinin yetkililerinden habersiz şekilde işlem yaparak hesaplarına para aktarıp, para çekmek suretiyle müvekkilini dolandırdığını, ..."ın bu işlemleri sahte imzalı faks talimatı göndermek suretiyle yapmasına rağmen davalı banka yetkililerinin talimatlardaki imzaları imza sirkülerindeki imzalarla karşılaştırmadığını, şirketin çift imza ile temsil edildiği zamanlar tek imza ile işlem yapıldığında şirketi uyarmadığını, faks yolu ile gönderilen talimatların asıllarının istenmediğini, imzasız talimat yazılarıyla dahi işlem yapılmasına davalı bankanın ses çıkarmayıp şirket yetkililerini arayarak haber vermediğini, davalı ..."ın kendi şahsi hesabına 30.000 TL gibi yüksek miktarlı para aktarmasına rağmen davalı banka görevlilerinin şirket yetkililerine ihbarda bulunmayıp ödeme yaptıklarını, müvekkiline karşı dolandırıcılık işlemlerini gerçekleştiren davalı ..., ... ve anılan kişilerin ortağı olduğu ... Nak Ltd. Şti"den 525.000 TL"lik bono alınıp icra takibi başlatılarak 200.000 TL"lik tahsilat gerçekleştirildiğini, takibin halen devam ettiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunduklarını, 2007/3634 nolu soruşturmanın devam ettiğini, zararın henüz tam olarak tespit edilemeyip bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.00,00 TL"nin tahsilini talep etmiş, ıslahla toplam 262,476,50 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında faks talimatlarına ilişkin sözleşme bulunduğunu, şirket yetkililerinin sürekli şehir dışında ya da ... dışında olması nedeniyle talimatla işlem yapılıp akabinde icazet verilmesi şeklinde teamül oluştuğunu, davacının elindeki mevcut hesap hareketleri ve iç kontrol sistemi ile dolandırıcılık işlemini tespit edebilecek durumda olduğunu, davacı şirketin yetkili organlarının veya onların görevlendirdiği kimselerin gerek banka hesapları ve gerekse şirket muhasebe kayıtları üzerinde denetim görevini yapıp yapmadıkları, ödemelerin benimsenip benimsenmediğinin, çekilen paraların şirket işlerinde harcanıp harcanmadığının, şirket faksının ve şirket kaşesinin kullanılmasında davacı şirketin kusurlu olup olmadığının araştırılması gerektiğini, yapılan işlemler ve şirket ile çalışmasında oluşan teamül gereğince müvekkil bankanın sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı banka arasında faks talimatı ile işlem sözleşmesi olduğu, sözleşmeye istinaden talimatla işlem yapıldığı, davacının muhasebe departmanında çalışan finans sorumlusu ..."ın Aralık 2005-Mart-2007 yılları arasında onaysız ve imzasız banka talimatları kullanmak sureti ile ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2007/3634 soruşturma sayılı dosyasında yapılan inceleme uyarınca 98 adet usulsüz işlem ile davacı şirketi 469.932 YTL zarara uğrattığı, tarafların belirlenmiş kesin kurallara uymamakla orta kusurlu olduğu ve sorumluluk oranlarının da %50 olabileceğine dair bilirkişi raporunun somut verilere uygun olduğu, bu miktardan icra dosyaların yapılan 207.455,50 TL tahsilatın mahsubu ile kalan zararın 262.476,50 TL olacağı, 262.476,50 TL zararın kusur oranına göre %50"sinden davalının sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 126.238,25 TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, 11.03.2015 tarihli dilekçesi ile 262.476,50 TL"nin %50"sinin 131.238,25 TL olduğu halde mahkemece maddi hata sonucu 126.238,25 TL"ye hükmedilmesinin maddi hata niteliğinde olduğundan HMK"nun 304. maddesi gereği tashihini talep etmiş olup, mahkemece duruşma açılıp taraflar davet edilerek 25.05.2015 tarihli kararla talebin kabulü ile mahkemenin 2008/247 esas, 2015/38 karar sayılı kararının 1 numaralı fıkrasının "davanın kısmen kabulü ile 126.238,25 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" kısmında açık hesap hatası yapıldığı anlaşılmış olmakla, HUMK 459. maddesi uyarınca hükmün "davanın kısmen kabulü ile 131.238,25 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde tashih edilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili asıl kararı, davalı vekili ise asıl karar ve tavzih kararını temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, bankacılık sözleşmesinin ihlali nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, somut uyuşmazlığın çözümü için zarar ve tarafların kusurunun tespiti bakımından 3 ayrı heyetten rapor alınmıştır. Her üç raporda da zarar miktarı ve tarafların kusur oranları konusunda farklı görüşler bildirilmiştir. Taraf vekilleri raporlara kusur ve zarar miktarı yönünden itiraz etmişlerdir. Mahkemece, 3 ayrı rapor alınmış olmasına rağmen davacının zararı bakımından bu raporlara itibar edilmeyip ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2007/3634 soruşturma dosyasında alınan rapora göre karar verilmiştir. Tarafların kusur oranları konusunda ikinci bilirkişi raporunun itiraza uğraması üzerine üçüncü heyetten rapor alınması yoluna gidilmesine rağmen son rapora itibar edilmeyip ikinci heyetten alınan bilirkişi raporunda belirtilen %50 kusur oranına göre değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmiştir.
Davalı vekili, hem savcılık raporuna hem de mahkemece alınan hesap ve kusur raporlarına, “davacı ile müvekkili arasında faks talimatı ile işlem yapılması konusunda sözleşme ve teamül bulunduğundan müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu durumun kabul edilmemesi halinde dava konusu işlemlerin çoğu davacı şirket temsilcisine verilen internet şifresi ile şirket çalışanı ... tarafından gerçekleştirildiği için bu işlemlerden dolayı müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin faks talimatı ile yapılan ve birbirini takip eden dönemlerde yapılan bir kısım ödemelere itiraz etmeyip (elektrik, vergi, ... ödemeleri gibi) diğer bir kısım işlemlere itiraz etmesinin kabul edilemeyeceğini, bu durumun dava konusu işlemleri benimseme niteliğinde olduğunu, hükme esas alınan savcılık raporunda hesaplanan toplam rakamın içinde kasa ödemeleri ibaresi yazılı olup kasa işlemlerinde yapılan usulsüzlükten müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin çalışanı ..."ın ortağı olduğu ... Nak. Ltd. Şti"ne davacı şirketin ticari ilişkisi nedeniyle yapılan ödemelerin davacı şirket yararına ödemeler olup müvekkili bankadan talep edilemeyeceğini, kaldı ki hükme esas alınan savcılık raporunda da dava dışı ... Nak. Ltd. Şti"nin davacıdan cari hesap alacağı olarak hesaplanan 186.700,34 TL"nin mahsup edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirildiğini” ileri sürerek itiraz etmiştir.
Bu durumda mahkemece, hükme esas alınan savcılık raporunda “kasa” olarak geçen işlemlerin ne anlama geldiği açıklığa kavuşturulup, eğer davacı şirket çalışanı ..."ın doğrudan şirketin kasa hesabında yaptığı usulsüz işlemleri ifade ediyor ise bu işlemlerden davalı bankanın sorumlu olmayacağı, yine davalı banka vekilince bir kısım işlemlerin davacı şirket yetkilisine verilen ve korunması gereken internet şifresi ile şirket çalışanı ... tarafından yapıldığı yönündeki savunması açıklığa kavuşturulmadan, ayrıca davacı şirketin ticari ilişkisi nedeniyle ... Nak.Ltd.Şti.ne yapılan ödemelerden davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı nazara alınmadan, davalı bankanın davacı şirkete aylık hesap ekstreleri gönderip göndermediği belirlenip, davacının bir kısım işlemlere itiraz ederken bir kısım işlemlere itiraz etmemesi durumunun dava konusu işlemlere icazet verme, başka bir deyişle yapılan işlemleri benimseme niteliğinde olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmadan ve taraf vekilerinin bilirkişi raporlarına karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak denetime elverişli rapor alınıp gerektiğinde davacı şirket çalışanı ... hakkındaki ceza dosyasının akıbeti de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik incelemeyece dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl kararın taraflar, ek kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.