16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5988 Karar No: 2017/2099 Karar Tarihi: 04.04.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/5988 Esas 2017/2099 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/5988 E. , 2017/2099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 796 parsel sayılı 71.452,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın .../B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ... Demirtaş, taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi bilirkişinin dosyadaki 09.....2015 tarihli raporuna ekli krokide (A1) ve (B1) harfleri ile gösterilen kısımların eylemli orman olması sebebiyle bu kısımlara ilişkin talebin reddine, aynı tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A2) ile gösterilen 796 sayılı parsel içerisinde kalan ....458,... metrekarelik kısım ile krokide (B2) harfleri ile gösterilen ve 796 sayılı parsel içerisinde kalan ....852,61 metrekarelik kısmın tapu kaydının beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa ile .../B maddesi kapsamında orman sınırları dışarısına çıkartılan dava konusu taşınmazın kullanıcı ve zilyetinin davacı ... olduğu" şerhinin düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa"ya eklenen Ek-.... maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmış, davasını ispat için keşif ve tanık deliline de dayanmıştır. Taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğuna göre, ileri sürülen zilyetlik iddiasının Hazineye karşı da kanıtlanması gerekir. Ne var ki, mahkemece, taşınmaz üzerinde sadece teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmış, taşınmazda kimin zilyet olduğunun tespiti için yerel bilirkişi ve tanık dinlenilmemiş, çekişmeli taşınmaz üzerindeki kullanım durumu yöntemince araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-.... maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın tespit günü itibariyle fiilen kim veya kimler tarafından kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.