3. Hukuk Dairesi 2014/651 E. , 2014/2101 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SİİRT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/1560-2013/109
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacılardan Burhan ve Naciye"nin müşterek çocukları davacı İ.. P.."in 31/06/2006 tarihinde Siirt ili Kurtalan ilçesine bağlı Bölüktepe Köyü hudutları içerisinde hayvan otlatmakta iken elektrik direklerinden sarkan tellerdeki akıma kapılarak hayati tehlike geçirerek yaralandığını, yaralanma sebebiyle müvekkili İbrahim"in duyu işlevlerinde azalma meydana geldiğini, sağ ayağının 4. ve 5. parmakları ile sol ayak 1. , 2. ve 3. parmaklarının kesildiğini, meydana gelen yaralanma sebebiyle Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/352 Esas sayılı dava dosyası üzerinden açtıkları tazminat davasında müvekkilleri lehine 5.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, davada fazlaya ilişkin haklarının saklı tuttuklarını, bilirkişi tarafından maddi tazminatın 22.209,25 TL olarak belirlendiğini, bu nedenlerle Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/352 Esas sayılı dava dosyasında saklı bıraktıkları fazlaya ilişkin hakları olan 17.202,25 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle husumet nedeniyle reddi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, asıl dosyada sundukları itirazlarını yinelediklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı tarafın Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/352 Esas sayılı dava dosyasında saklı bıraktıkları fazlaya ilişkin hakları olan 17.202,25 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Öte yandan, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturmayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. (Yargıtay HGK.nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11-620 E. 659 K.sayılı ilamı).
Somut olayda davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkeme ön inceleme duruşmasında, herhangi bir gerekçe belirtmeksizin zamanaşımı itirazının reddine karar vermiştir.
Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda Mahkemece süresinde yapılan zamanaşımı itirazının gerekçesiz olarak reddi hem Anayasa"nın 141/3.maddesine, hem de HMK.nun HMK 297 maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından, hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.