23. Hukuk Dairesi 2014/10957 E. , 2015/7151 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, daire teslimi bunun mümkün olmaması halinde alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifle üye olmak için 2004 yılında müracaat ettiğini, bunun kabul edilmesi üzerine de taraflar arasında 26.03.2005 tarihli protokol imzalandığını, protokol uyarınca yedi adet dairenin anahtar teslimi olarak bütün bedelleri alınmış ve ilerde hiçbir ödeme talep edilmeksizin müvekili tarafından satın alındığını, daha sonra taraflar arasında 21.10.2005 tarihinde imzalanan ikinci protokol uyarınca 5 adet dairenin daha satın alındığını, satım hususunda davalı kooperatifin genel kurulundan yetki alındığını, müvekkilinin davalı kooperatifle tahsilat makbuzları ile toplam 285.652,00 TL ödemede bulunduğunu müvekkilinin 2004, 2006, 2008 yılı toplantılarına katıldığını, 2009 ve 2010 yılı toplantılarına da davet edildiğini, ancak davalı kooperatif tarfından müvekiline gönderilen 11.06.2009 tarihli ihtarname ile davalı kooperatif ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirttiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifde ödemesiz ve anahtar teslimi 12 dairelik üyeliğinin tespitiyle, bunun mümkün olmaması halinde ödenen bedelin faizi ile birlik davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1163 sayılı Kanun"a göre daire satışının mümkün olmadığını, üyeler arasında hak ve vecibelerde eşitlik sözkonusu oluduğunu, Kooperatifler Kanunu"nun 42/6. maddesi ve anasözleşmenin 23/9 maddesi uyarınca taşınmaz alım ve satımda usul ve satılacak taşınmazın asgari fiatını belirleme yetkisinin genel kurula ait olduğunu, davacının iddia eddiği 08.03.2003 tarihli genel kurul kararının yasaya ve anasözleşmeye uygun olmadığını, davacının ödediğini iddia ettiği bedellerin müvekkili kooperatif kayıtlarında görülmediğini, bu nedenle yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve uyulan yargıtay bozma ilamı ile tüm dosya kapsamına göre; kooperatif yönetimi hakkında yolsuzluk yapıldığı iddiası ile soruşturma başlatıldığı hususları karşısında, tarafların birinci protokoldeki dairelerin sayısını ve metre karalerini değiştirerek 7 adet daireyi 5 adete çevirdikleri, hatta bu kapsamda yapılan 2. protokolde sayı yönünden uygun metre kare yönünden farklı daire üzerinden davacının 5 daire hisse karşılığı yönetimce üye yapıldığı, tarafların en son kooperatif yönetim kurulunun 22.10.2005 tarih ve 52 sayılı kararında geçen şekli ile 4 adet 140 m² ve bir adet 250 m² olmak üzere davacının toplam 5 adet üyelik kaydının yapıldığı, zaten ilk kararın da bu yönde verilerek temyizsiz kesinleştiği, davacının yapmış olduğu ödemenin, kooperatif içinde bulunduğu olumsuz koşullar ve normal üyelerin verdiği proje ile karşılaştırılması halinde ancak 5 üyeliğe ispat edebileceği, davacı tarafın yemin delilinden de vazgeçtiği gerekçesiyle bozma sonrası yargılamaya konu 7 adet daire hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.