4. Ceza Dairesi 2020/19231 E. , 2020/21468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A) Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 21/02/2018 tarih ve 2016/845-2018/2260 esas ve karar sayılı ilamı ile; “Kabule göre ise;
1- TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, TCK"nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanunun 3. maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar TCK"nın 125/3. maddesinde cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
2- Seçimlik ceza öngören hakaret suçunda hapis cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği gözetilmeyerek, TCK"nın 50/2. maddesine aykırı davranılması,
3- Sanığın adli sicil kaydında yer alan, 3167 sayılı Çek Kanunu"na aykırı davranma suçundan verilen geçmiş hükümlülüğünün, 5941 ve 6273 sayılı Kanunlar ile suç olmaktan çıkarılması ve adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar varsa da, atılı suçun 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesine eklenen ek cümlenin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, bu nedenle sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231/6-b maddesinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken “ sabıkalı geçmişi ve sanığın kişilik özellikleri itibari ile ve ayrıca sanığa verilen hapis cezası para cezasına çevrildiğinden, sanık hakkında bir cezaya hükmedilmesine gerek görüldüğünden”şeklindeki yasal ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,” şeklindeki anlatımı karşısında;
Yerel Mahkemenin “...kanun koyucunun TCK"nın 125/3 fıkrasını hakaret suçunun nitelikli halleri olarak belirlediği ve nitelikli hallerin gerçekleşmesi halinde "... cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz." denilmek suretiyle verilecek cezayı açıkça bir yıl hapis olarak belirlediği, kanun koyucunun nitelikli hallerin gerçekleşmesi halinde adli para cezası tayin edilmesini de gerek görmüş olması halinde bu hususu da TCK"nın 125. maddesinin 1. fıkrasında açıkça yazılı olduğu gibi kanun metninde açıkça gösterebileceği halde adli para cezası öngörülmemiş, bu hususun sanığın hukuki durumuna göre TCK"nın 50"inci maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere hakimin takdirine bırakıldığının anlaşıldığı, ayrıca sanık aleyhine temyiz bulunmadığı ve kararın da sanığın aleyhine bozulmadığı anlaşılarak sonradan hükmedilecek cezanın sanığın daha aleyhine olamayacağından sanığın önceki kararla kazanılmış para cezasına çevrilme hakkı gözetilmek suretiyle sanığa verilen 9 ay 10 gün hapis cezasının TCK"nin 50/1-a ve 52/1-2 maddesine göre günlüğü 20.- TL hesabıyla 5.600.- TL adli para cezasına çevrilerek...” şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile ve CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususu da tartışılmadan, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
B) Hakaret suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiş ise de, özel hüküm olan ve daha lehe düzenleme içeren TCK"nın 129. maddesi yerine genel tahrik kurumuna ilişkin aynı Kanunun 29. maddesinin uygulanması,
C) Mağdur ... ile tanık ...’nın soruşturma aşamasında sanığın hakaret eylemini “müdür yardımcısı odasının önünde” gerçekleştirdiğine yönelik anlatımları ve bozma ilamına konu Konya(Kapatılan) 9. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29/09/2011 tarihli 2010/915 esas, 2011/1037 karar sayılı kararı ile de sanık hakkında hakaret suçunda TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanmış olması karşısında; bozma üzerine kurulan hükümde aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığı tartışılmadan TCK’nın 125/4. maddesi uygulanmadan hüküm kurulması,
D) Yukarıdaki bozma sebebi yönünden yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm kurulurken sanığın hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluşmadığının kabulü halinde ise;
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumun da temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK"nın 326. maddesi uyarınca “cezayı aleyhe değiştirme yasağı” dikkate alınarak, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.