11. Hukuk Dairesi 2016/5083 E. , 2017/3980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.10.2015 tarih ve 2014/1349-2015/681 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.06.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 11/09/2009 tarihli taahhütname ile davacının ... Tekstil Tic. ve San. A.Ş."ye ait hamiline hisse senetlerinin güncel sermaye miktarına karşılık gelecek şekilde yönetim kurulu kararı ile bastırılmış ve pay sahiplerine dağıtılmış olması ve bu sözleşme anından itibaren herhangi bir tarihte şirketin tüm hisselerinin satılması şartlarının gerçekleşme koşuluna bağlı olarak sahibi olduğu %15 hisseye düşen getirinin %2,5"a tekabül eden kısmını davalıya ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bu taahhütname uyarınca davalıya 25/06/2010 tarihinde 168.750 USD ödeme yapıldığını, daha sonra davalının ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/566 Esas sayılı dosyası ile taahhütnameye göre ödenmesi gereken tutarın 18.750 USD eksik ödendiği gerekçesiyle alacak davası açtığını, yargılama sonucunda 12/12/2012 tarihli karar ile taahhütnamede öngörülen şartların gerçekleşmediği sonucuna vararak davanın reddine karar verdiğini, kararın temyizi üzerine onandığını, buna göre taahhütname uyarınca ödeme için gereken şartların gerçekleşmediğinin mahkeme kararıyla sabit hale geldiğini ileri sürerek, davacının dava konusu taahhütnameye dayanarak davalıya yaptığı 168.750 USD"lik ödemenin faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; bakiye alacak için açılan davada eldeki davanın davacısının verdiği 12/09/2011 tarihli cevap dilekçesi ile işbu davada ileri sürdüğü taahhütname metnindeki gerekli şartların yerine gelmediği iddialarını savunma olarak ileri sürdüğü, dolayısıyla cevap dilekçesinde ileri sürdüğü olguya 12/09/2011 tarihinde vakıf olduğu, ancak eldeki davayı 17/04/2014 tarihinde açtığı, davacının BK"nın 21. maddesi gereğince dayandığı gabin iddiası yönünden öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin eski BK"nın 61. ve devamı maddelerinde yeni TBK"nın 77. maddesinde düzenlenen hükümlere göre ve yine eski 66. yeni 82. madde hükümlerine göre de zaman aşımı süresinin işbu dava yönünden dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasındaki 11/09/2009 tarihli taahhütname gereğince davacının yapmış olduğu ödemenin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 61. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 77. maddesi) gereğince sebepsiz zenginleşenin iade yükümlülüğü, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğar. Somut olayda ise 11/09/2009 tarihli taahhütnamede öngörülen şartların gerçekleşmediği ileri sürülerek işbu taahhütname gereğince yapılan ödemenin iadesi istenmekte olup davadaki talepler akde dayandığından açılan davada sözleşme zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinden sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Bu suretle açılan davada gabin iddiası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlere göre de zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.