11. Hukuk Dairesi 2017/716 E. , 2017/3979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/04/2015 tarih ve 2013/39-2015/167 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 20.06.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalılardan ...bank T.A.Ş. vekili Av. ..., diğer davalı ... A.Ş. vekili Av.... ve ihbar olunan ... Telekomünikasyon A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankalarda bulunan hesaplarından internet üzerinden yetkisiz kişilerce üçüncü kişi hesabına para gönderildiğini, olayda gerekli tedbirleri almayan davalıların kusurlu olduğunu ileri sürerek, 3.127,50 TL"nin (2,50 TL EFT komisyonu dahil) haksız fiil tarihi olan 23.11.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan Denizbank A.Ş. den tahsiline, davalıdan talep edilen alacak oranında yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, 20.649,00 TL"nin (9,00 TL EFT komisyonu ve EFT BSMV dahil) haksız fiil tarihi olan 23.11.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan ...bank TAŞ"tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davalı bankaların kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının olay tarihinde kimlik bilgilerinin 3. kişilerce ele geçirilerek sahte nüfus cüzdanı ile sim kartının kopyalandığı ve internet bankacılığı yoluyla telefona gelen şifrelerle banka sistemine giriş yapılarak davacının hesaplarından üçüncü kişilere aktarımlarda bulunulduğu, üçüncü kişilerin ceza yargılamasında tespit edilerek haklarında ceza kovuşturmasının süregeldiği, davacının, bankalar ile arasında bulunan sözleşme hükümleri gereği kendisine tanımlanan ve kendi egemenliğinde bulunan parola ve şifrelerin korunması için gerekli tedbirleri almadığı, kimlik bilgilerinin ve şifresinin 3. kişilerin eline geçmesine sebep olduğu, haklarında ceza davası görülen kişilerce sahte kimlik belgesiyle simkart başvurusunda bulunulduğu ve ... Şirketi"nin özen yükümüne aykırı davranışı ile aynı gün içinde birden fazla simkart çıkarıldığı ve çıkarılan 3. kişideki simkart ile ve ele geçirilen banka bilgileri ile sms doğrulama kodunun yardımıyla davalıların internet şubesine girilerek zarara konu eft ve havalelerin yapıldığı, davalıların internet şubesinde güvenlik zaafiyetinin olduğu ve özen yükümüne aykırı bir davranışlarının bulunduğu sonucuna varılmadığı, zarar ile banka faaliyeti arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı bankalar nezdinde açılmış olan hesaplarda bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). "Mevduat"; ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. 818 sayılı BK’nın 306 ve 307. maddeleri, 6098 sayılı TBK’nın 386 ve 387. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı, eğer kararlaştırılmışsa faiziyle birlikte iadeye mecburdur. 818 sayılı BK’nın 472/1. maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 570/1. maddesi uyarınca da "usulsüz tevdi" halinde paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde, ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Somut olayda mahkemece, davalıların internet şubesinde güvenlik zaafiyetinin olduğu ve özen yükümüne aykırı bir davranışlarının bulunduğu sonucuna varılmadığı, zarar ile bankaların faaliyeti arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıya ait para, davalı bankalara karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile hesaplardan çekilerek başka hesaplara havale edilmiş olup, bu durum davalı bankaları aldıkları mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı bankalar, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolaların davacının kusuru ile üçüncü kişilerce ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır.
Bu itibarla, somut olayda davacıya atfedilecek her hangi bir kusurun ispat edilememesi nedeniyle tüm kusurun davalı bankalarda olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın, davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.