5. Hukuk Dairesi 2020/5245 E. , 2020/11345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasının ilk kararda direnilmesine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 17/02/2020 gün ve 2020/440 Esas - 2020/2571 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemli davada mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce Düzeltilerek Onanmış, bu karara karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında sair karar düzeltme istekleri HUMK"nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
1-Bozma kararı sonrası oluşan fark bedelin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine kadar, kesinleşen karara göre davalıya ödenmek üzere 3"er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiğinden, fark bedel davalıya son karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, aynı Yasanın 10/9. fıkrası uyarınca işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla,
Davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.02.2020 tarih ve 2020/440 Esas – 2020/2571 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizce verilen bozma kararına karşı kısmen direnme kararı verilerek hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yaptığı değerlendirmede, kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve yeni hüküm niteliğinde olduğu belirterek, dosyayı Dairemize göndermiş olmakla, işin esasının incelenmesinde;
Kapama kiraz bahçesi niteliğindeki ... köyü, ... parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Bozma kararı sonrası oluşan fark bedelin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine kadar, kesinleşen karara göre davalıya ödenmek üzere 3"er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiğinden, fark bedel davalıya son karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, aynı Yasanın 10/9. fıkrası uyarınca işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde son kara tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a- 1 nolu bendinde yer alan (davacı kurum) kelimelerinin hükümden çıkartılmasına, yerine ( Hazine) kelimesinin yazılmasına,
b - 2 nolu bendinde yer alan (son karar tarihi olan 04/07/2018) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (kararın kesinleşme ) kelimelerinin yazılmasına,
c- İdare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin (8) nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, kalan bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, H.U.M.K’nun 442. maddesi gözönünde bulundurularak takdiren 450,00-TL. para cezasının davacı idareden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine, 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.