Hırsızlık suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/11/2008 tarihli ve 2008/1027 esas, 2008/1336 sayılı kararı ile adı geçen sanığın aynı suçtan 5237 sayılı Kanunu’nun 141/1, 168/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2009 tarihli ve 2008/987 esas, 2009/397 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 19/12/2016 gün ve 94660652-105-38-13742-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2017 gün ve 2016/401778 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; sanığın aynı müştekiye karşı işlemiş olduğu hırsızlık suçundan dolayı, mahkumiyetine ilişkin Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2013/415 esas, 2014/391 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 27/06/2016 tarihli ve 2016/4957-11876 sayılı ilamıyla, “ Sanığın 28.08.2008 – 06.09.2008 tarihleri arasında bir suç işleme kararı kapsamında değişik zamanda beş kez aynı müştekiye karşı aynı suçu birden fazla işlediğinin anlaşılması karşısında; 28.08.2008 tarihinde ve 30.08.2008 tarihinde işlediği suçlar yönünden mahkemelerce verilen mahkumiyet hükümlerinin kesinleştiği görülmekle; bu dosyalar yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilerek sonucuna göre dosyaların birleştirilmesi sağlanıp beş eylem yönünden tek bir mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğinin gözetilmemesi” nedeniyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, söz konusu ilamda bahsi geçen sanık tarafından aynı müştekiye karşı 28/08/2008 tarihinde işlemiş olduğu Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/11/2008 tarihli ve 2008/1027 esas, 2008/1336 sayılı kararına konu ve 30/08/2008 tarihinde işlemiş olduğu Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2009 tarihli ve 2008/987 esas, 2009/397 sayılı kararına konu eylemlerinde, birinci suça ilişkin iddianame düzenlenmeden önce ikinci suçun işlendiği, böylece sanığın eylemleri arasında hukuki kesintinin meydana gelmediği nazara alındığında, sanığın yukarıda anlatılan söz konusu bu eylemleri hakkında, zincirleme suç hükümleri uygulanarak 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesine göre verilecek cezadan artırım yapılması gerekirken, ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesindeisabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 21.01.2013 gün ve 2013/1 ile 21.01.2016 ve 2016/1 sayılı kararlarına göre, incelemenin daha önce Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 14/03/2013 tarih ve 2011/34712 Esas, 2013/6312 Karar ile 27/06/2016 tarih ve 2016/4957 Esas, 2016/11876 Karar sayılı kararları ile yapılıp ve dosyanın incelemeyi yapan dairece neticelendirilmesinin gerektiği gözetilerek, kanun yararına bozma incelemesinde, Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevli olması nedeniyle Daire"mizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 15/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.