5. Hukuk Dairesi 2020/5927 E. , 2020/11342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının Hazine yönünden husumetten reddine, Vakıflar Genel Müdürlüğü yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 18/02/2020 gün ve 2019/8547 Esas - 2020/2643 Karar sayılı ilama karşı davacı idare ile davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemli davada mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce Düzeltilerek Onanmış, bu karara karşı davacı idare vekili ile davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair karar düzeltme istekleri HUMK"nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla,
Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.02.2020 tarih ve 2019/8547 Esas – 2020/2643 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda arsa niteliğindeki ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazda bulunan trafonun mülkiyeti ...’a ait olduğu gibi, bozma öncesi de trafo bedeline hükmedilmediği ve bu hususun da bozma nedeni yapılmadığı gözetildiğinde, davacı idarenin usuli kazanılmış hakkı gözetilmeksizin bedeline hükmedilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın ... Mahallesinde bulunmasına rağmen hüküm fıkrasında ... Mahallesi olarak yazılması,
3-Bozma öncesi hüküm altına alınan 101.404,60 TL bedele 30.05.2009 tarihinden 25.11.2015 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, bozma sonrası tespit edilen bedelden ilk karar ile ödenmesi hüküm altına alınmış olan bedelin mahsubu ile bulunan 10.207,00 TL bedelin davalıya ödenmesine ve bu bedele 30.05.2009 tarihinden son karar tarihi olan 17.04.2019 tarihine kadar yasal faize hükmedilerek, davacı idarece fazla bloke edilmiş olan 5.937,40 TL nin davalıca bankadan çekilmiş ise bankadan çekilme tarihine kadar varsa işlemiş faiziyle birlikte alınarak davacı idare verilmesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Husumetten ret kararı verilen Davalı Hazine, kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
5-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a) 3. bendinde yer alan (117.549,00) rakamlarının çıkartılmasına, yerine (111.611,60) rakamlarının yazılmasına,
b) 2. bendinde yeralan (Bahçe) kelimesinin çıkartılmasına, yerine (Kiremithane) kelimesinin yazılmasına,
c) 4. bendinin çıkartılmasına, yerine (Bozma öncesi hüküm altına alınan 101.404,60 TL bedele 30.05.2009 tarihinden 25.11.2015 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, bozma sonrası tespit edilen bedelden ilk karar ile ödenmesi hüküm altına alınmış olan bedelin mahsubu ile bulunan 10.207,00 TL bedelin davalı ya ödenmesine ve bu bedele 30.05.2009 tarihinden son karar tarihi olan 17.04.2019 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, davacı idarece fazla bloke edilmiş olan 5.937,40 TL nin davalıca bankadan çekilmiş ise bankadan çekilme tarihine kadar varsa işlemiş faiziyle birlikte alınarak davacı idare verilmesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine) paragrafının yazılmasına,
d) Ayrı bir bendi olarak (Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine) cümlesinin yazılmasına,
e) Davacı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin (7) nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, kalan bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı Vakıflar Genel Müdürlüğünden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacıdan peşin alınan temyiz, karar düzeltme ve temyize başvuru harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, H.U.M.K’nun 442. maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 450,00-TL. para cezasının davacı idareden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine, 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.