9. Hukuk Dairesi 2014/37904 E. , 2015/1890 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, uğranılan şirket zararının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine göre davalının bazı fiillerinin sözleşmede kararlaştırılmış rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğini, davacının işe başlamasından bir süre sonra müvekkili şirketin... ile olan sözleşmesinin feshedildiğini ve yine davalı tarafından yürütülen birçok projenin örneğin Kocaeli Üniversitesi ... Projesi, ... ile ... projelerinin başarısızlıkla sonuçlandığını, ayrıca 7 yıl boyunca müvekkili şirketten hizmet alan .."nın davalı işe başlayıp yöneticileri ile görüşmeye gitmesinin akabinde başka bir firma ile anlaştığını, .... ile anlaşma sağlanacak iken davalının toplantıya gitmesinden sonra anlaşmanın garip bir şekilde sağlanamadığını, bunların dışında müvekkili şirket sırlarını aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı ... isimli Dil Okulu müdürüyle paylaştığını, davalının bütün bu eylemlerinin İş Kanunu 25/II-e maddesi ile ve 6098 sayılı Borçlar Kanunun 396. Maddesinde belirlenen sadakat borcuna aykırılık teşkil ettiğini, davalının hizmet sözleşmesinde mevcut rekabet yasağını, özen ve sadakat borcunu ihlali sebebi ile şirketin uğradığı zararın tazmini için fazlaya ve faize ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL zararın ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında imzalanmış yazılı hizmet sözleşmesi rekabet yasağı anlaşması bulunmadığını, oysa rekabet yasağı anlaşmasının yazılı olması gerektiğini, davacının distribütörü olduğu, .... firması ile sözleşmesinin feshinin müvekkili ile hiçbir alakası olmadığını, müvekkilinin işten ayrılmaya karar verdiğini şirket yetkilisine bildirdiği tarihe kadar kimse ile iş bağlantısı içerisinde olmadığını, işten ayrıldığı 22/11/2012 tarihinden sonra 21/01/2013 tarihinde... Firmasında işe başladığını, bunun da gayet doğal olduğunu, davacının, özen ve sadakat borcunu ihlal edildiğine ilişkin iddialarının da gerçek olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen firmalarla anlaşmaların sağlanmamış olmasından dolayı her firmanın kendine göre nedenlerinin bulunduğunu, bazılarının... ile ilişkileri nedeniyle gerçekleşmediğini, bir kısmı ile müvekkilinin hiçbir alakasının bulunmadığını, ticari sırlarını kesinlikle ..."a vermediğini, kaldı ki başarısızlığa uğranıldığı söylenilen şirketler dışında çok daha fazla sayıda şiketle çalışmayı da müvekkilinin sağladığını, bu vesile ile herhangi bir özen borcuna uyulmamasının söylenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yazılı hizmet sözleşmesi ve bu sözleşmede kararlaştırılmış rekabet yasağının bulunduğu iddia edilmiş ise de yazılı bir sözleşmenin dosyaya sunulamadığı, oysa rekabet yasağının söz konusu olması için rekabet yasağı sözleşmesinin mutlaka yazılı olması gerektiği, öte yandan şirket sırlarını başka şirkete aktardığına dair yazılı bir belge sunulamadığı, yine davalının dava dilekçesinde belirtilen bazı şirketlerle olan anlaşmaların sağlanamaması ya da sözleşmelerin sonlandırılmasında etkisinin olduğu ya da onun kasıtlı davranışlarından meydana geldiğine dair ne bu şirketlerle görüşme süreçlerine ilişkin ne de bu şirketlerle mevcut ticari ilişkilerine ilişkin sözleşme ve benzeri belge sunulamadığı, tanık beyanlarının da yeterli olmadığı, nihayet davalının eylemlerinden kaynaklanan zararın ne olduğu konusunda da somut bir açıklamada da bulunulamadığı, davalıya isnat edilen fiillerden dolayı davacı şirketçe hiçbir inceleme, soruşturma ya da iç denetim yapılmadığı, ayrıca bir zarar tespiti de yapılmadığı sonuç olarak davalının rekabet yasağına, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığının davacı işverenlikçe kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, rekabet yasağı ile özen ve sadakat borcunun ihlalinden doğduğu ileri sürülen tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir.
İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları ile aynıdır.
İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. Rekabet etmeme borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları halinde ortaya çıkar.
Bundan başka, iş görme ve sadakat borçlarının yerine getirilmesi sadece sözleşmenin yürürlüğü sırasında söz konusudur. Buna karşılık BK’nunda düzenlenmiş olan rekabet etmeme borcu ise iş sözleşmesinden sonraki süre içinde yerine getirilir. Rekabet etmeme yükümüne ilişkin sözleşmenin yazılı şekilde yapılması, iş ve süre ile sınırlandırılmış olması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye sokmaması ve işçinin reşit olması gerekir.
İş sözleşmesi devam ederken, işçinin rekabet sayılacak davranışları ise “doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olup ”İş Kanunu’nun 25/II-e kapsamına girer ve işveren için haklı fesih nedeni oluşturur. Rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise işçi, BK.nun 351.maddesi gereğince zararı tazmin ile mükelleftir ( Çelik Nuri, İş Hukuk Dersleri, Beta Yayınları, 22.Bası, Ağustos s: 136-139; Tunçomağ Kenan, Centel Tankut, İş Hukukunun Esasları, Beta Yayınları, s:101; Mollamahmutoğlu Hamdi, İş Hukuku, Turhan Yayınevi, 2. Bası,s:367; Süzek Sarper, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2.Bası, s:276-277).
İş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak dava niteliği itibariyle 818 sayılı BK’nun 348. maddesi kapsamına girmekle ve bu kapsamdaki davalar TTK.nun 4/1-3 maddesinin açık hükmü karşısında tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari davalardan olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.02.2012 gün ve 2011/11-781 E., 2012/109 K.) sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Böylece iş ve ticaret mahkemelerinin görev alanlarına ilişkin kıstaslar ortaya konulduğuna göre, yapılan açıklamalar ışığında, somut olay irdelenerek, eldeki davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 440 ve devamı (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348 ve devamı) maddeleri kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin ve buna göre de davaya bakmakla görevli mahkemenin hangisi olduğunun belirlenmesi gerekir.
Davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348.maddesi) kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Bu kapsamda yer alan uyuşmazlıklara ilişkin davaların ise, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3.) maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığında duraksama bulunmamaktadır.
Mutlak ticari davaların görülme yeri ise, açık biçimde ticaret mahkemeleridir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.02.2013 Tarih 2012/9-854 Esas- 2013/292 Karar sayılı ilamıda hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında ) değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c. ( mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi ) gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece mutlak şekilde ticaret mahkemelerinin görevine giren davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.